29 Oca 2015

Evde Yoğurt Nasıl Yapılır?

ev-yoğurdu

 Valla canım bloğuma yoğurt mayalama taktiklerimi yazmazsam çatlardım :) Her yiğidin yoğurt mayalaması farklıdır ;)

 Bizim evde süt ve süt ürünleri fazlasıyla tüketilir Yağız da annem sağ olsun yoğurt mayalayıp gönderirdi. Ama Ela da kadın o kadarıyla uğraşamıyor. Hazır yoğurtları da ufacık çocuğa yedirmeye gönlüm razı olmayınca iş başa düştü.

 Eşimin ailesinin süthaneleri var. Artık onların yanın da değil ama yoğurt mayalamayı iyi bilirdi. Bana öğretmek için denedi gayette güzel tutturdu. Ama ben onun yaptığı gibi başlarda güzel tutturamadım.

 1 yıldır gayet güzel tutturabiliyorum. Gelelim nasıl yaptığıma;

 Sütümüz köyden geliyor. Sütü kaynattıktan sonra mayalayacağım tencereye boşaltıyorum. Parmak yakmayacak kadar soğumasını bekliyorum. Bunu başlarda anlamak zor olabiliyor. Serçe parmağınızı sütün içinde  7 ye kadar sayarak tutun parmağınız yanmayacak kadar sıcaklığı varsa süt istenilen ısıya gelmiştir ;)

 Maya ölçüsünü de; 1kg süte 1 kaşık mayalık yoğurt olacak şekilde ayarlıyorum. Ilıttığım sütten de 1 kaşık alıp mayalık sütü tahta kaşıkla karıştırıyorum.

 Tencerede ki süte üzerinde ki sütün kaymağını dağıtmayacak şekilde mayamı koyup kapağını kapatıp etrafını sarıyorum. Kapak diyorum ama aslında kapağı çok fazla kullanmıyorum tencereye de yapsam, kavanozlara da yapsam üzerine süzgeç kapatıp her yerini sarıyorum. Böylece yoğurt mayalanırken hava da almış oluyor ve kıvamı daha bir güzel oluyor.
 
 Genel de geceden mayalıyor sabah da dolaba koyup akşama kadar dinlenmesini sağlıyorum. Dolapta durdukça kıvamı daha da oturuyor.

 Tüm bu işlemler güveç tencere de yaparsanız çok çok daha güzel bir yoğurt elde edersiniz.

 Çok fazla vakit almayan bu ev yoğurdu için hazır yoğurt yemeğe değmez diyorum. Köy sütü bulamasanız bile günlük sütlerden dahi olsa evde yoğurt mayalamanın tadı bambaşka.

 Her gün sofraya konan ev yoğurdunun çocuklarınızın ve sizin bağışıklığını güçlendirdiğini unutmasak yeter diye düşünüyorum.

 Sevgiler..
devamı »

28 Oca 2015

Şükretmek...

pozitif-düşünce-şükretmek

 Geçen haftadan beri anlamsız derece de içim sıkılıyor.

 Aynı hafta içerisinde; 1,5 yaşın da bebeği olan 29 yaşında ki bir kadının durduk yere beyin kanamasından öldüğünü öğrendim.
 
 17-18 yaşın da gencecik bir delikanlının kanserin son evresin de olduğunu ve yoğun bakıma kaldırıldığını duydum.

 18 aylık bir bebeğin düştüğünü, korkuyla acile götürülüp düşmeden kaynaklı bir şeyi olmadığını fakat boğazında ki şişliklerin tümör olduğunu ve acilen hastaneye yatırıldığını duydum.

  Çaycılıkla geçimini sağlayan bir kadının kocasının öldüğünü ve biri engelli 3 çocuğuyla kaldığını kadının bu duruma daha fazla dayanamayıp kocasının mezarı başında intihar ettiğini öğrendim. O çocukların halleri teker teker gözümün önüne geldi.

   Bunlar 1 hafta da çevremde olanlar. Haberleri saymıyorum hatta okumamak için kaçıyorum bile.

  Şimdi soruyorum kendime hangi para, hangi mal mülk iyi eder insanı sağlık olmadıktan sonra. Hangi isyan ölümün önüne geçer?

  Hangimiz en ufak bir şeye isyan etmeden önce durup sağlımıza, bugün ki halimize şükrediyoruz ki?
 
  2 tane ufacık çocuğunu Türkmenistan da bırakıp Türkiye ye hayvan bakıp para kazanmak için gelen bir anne ile konuştum.Çocuklarından ayrı olmasına bile isyan etmiyor aksine emin ellerdeler sağlıkları da iyi şükür demeyi becerebiliyordu.
  Hepimiz hatalar yapıyoruz etrafımıza yada kendimize hayatı zindan ediyoruz. Oda yetmiyor en ufak sıkıntımız da "bıktım, yoruldum" diyoruz. Bir haftadır ne ölümden korkum kaldı ne de insanlardan.

 İşi bırakıp çocuklarımla her anı yaşama hayali kuruyorum ama oda olmuyor.Bu yüzden sadece aldığım her nefese, çocuklarımın ve ailemin sağlıklarını şükrediyorum.

 Bu hayatta ölümden başka her şeyin çözümü var.

 Bu yazıda burda dursun isyan edeceğim zamanlar da açar okur hala sağlığım yerindeyse halime şükrederim.

 Unutulmaması gereken bir not: Şükretmek, mutluluğun ve başaranın kaynağıdır.

Sevgiler,
devamı »

27 Oca 2015

Kız Çocuk Odaları

 Daha önce bebek odası araştırmalarımı yazmıştım.Hala bir arpa boyu yol alamadım.Kendim birşeyler yapayım dedim ama malesef hiç el becerisi olan biri değilim.Hazırcı denilen kesime dahil ediyorum kendimi.
Bunda vakit yetmeme sorununun da katkısı büyük.

 Fırsat buldukça iş yerinde molalar da Ela için baktığım oda fikirlerini toplamaya devam ediyorum.Sanırım bize marangoz yolu gözükecek tabii sıra gelirse :)

 Paylaşayım belki size de fikir olur ;)
kiz-çocuk-odaları

 İşlevi çok olan ürünleri seviyorum.Mesela yatak altında ki çekmece detayı.Yatağın üzerinde katlanan çalışma masası detayı tercih sebeplerim arasında.


kiz-çocuk-odaları
yüksek tavanlı evler için ideal

kiz-çocuk-odaları
kiz-çocuk-odaları
kiz-çocuk-odaları

  Kız çocuk odalarında inanılmaz çok model ve çeşit var.Bunları gördükçe "ahh ahh eskiden bizlerin ayrı odalarımı vardı ki" diye düşünmeden edemiyorum.

 Sevgiler,
devamı »

26 Oca 2015

Çocuklar da Ateş

 Çocuğu olan her anne baba genellikle hastalıklardan dolayı kış aylarını pek sevmezler.Bende bu gruptanım.

 Çok şükür öyle kolay hasta olan çocuklarım yok.Ama geçen hasta ikisi birden dağıldı resmen.Eşimin şehir dışın da oluşu ve benim 2 hasta çocukla uğraşmam beni de çökertti.

 Hasta derken öyle yatak döşek değil.Sadece kuru bir ateş oldu ikisin de de.Yağız'ın ağız yarasından dolayı kaprisi.Ela'nın babasız uykuya dalamayışı hastalıklardan daha beter bir hal aldı.

 Yüksek ateş her anne gibi benim de korkulu rüyam haline geldi.Uyuyakalırsam da ateşi yükselir diye ödüm kopuyor.Hal böyle olunca da sabaha kadar oturup nöbet tutuyorum.

 Yağız genelde ateşlendiği gece sabahı bulmadan terleyerek tüm halsizliğini atar.Ama bu sıra beslenmesi çok kötü olduğu için 2 gece ateşi sürdü.Ve ben sizi bilmem ama ateşi 39 dereceyi geçmeden ateş düşürücü vermedim.Eşim varken bunu yapamıyorum o hemen ilaca başvuruyor.Ben nöbetimi tutarım 38 dereceden sonra duş aldırıp yatırırım.Çünkü ateşin vücutta ki mikroplar için bir savunma aracı olduğuna inananlardanım.

 Ve çok sorun olmadıkça ateşli çocuğu hastaneye götürmeme taraftayım.Çünkü devlet hastanelerin de gördüğüm direk soğuk suyla yıkatılan veya klima karşısına oturtulan çocukların hallerini asla unutamıyorum.

 Her ateşte şurup ve antibiyotik yazan doktorlara da kanmayın.Onların amacı tamamen ticari.

 Ateşle ilgili netten derlediğim notlarım aşağıda ki gibi ;

 Ankara Hastanesi Çocuk Kliniği Şef Yardımcısı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ülkü Tıraş, bağışıklık sistemi henüz gelişmemiş 3 yaşın altındaki çocuklarda enfeksiyon hastalıklarının sık görüldüğünü söyledi. Ateşin, vücudun farklı virüs, bakteri ve diğer mikroorganizmaları tanımlama ve onlarla savaşın sonucu olarak ortaya çıktığını ifade eden Tıraş, şunları belirtti:
 “Ateş görülme nedenlerinin başında enfeksiyonlar gelir. Çocukların ilk 6 yaş içinde viral enfeksiyona bağlı ateşli hastalık geçirme riskleri fazladır. Ateşten şüphelenildiğinde, çocuğun vücut ısısı mutlaka ölçülmelidir. Alına dokunularak hissedilen vücut ısısı güvenilir olmayıp, elden daha hassas termometreler gerçek vücut ısısını ölçerler.”

 İnsanlar için normal vücut ısısının ortalama 37 derece olarak kabul edildiğini kaydeden Tıraş, çocuğun vücut ısısının makatta 38, kulakta 37.8, koltuk altından ise 37.2 derecenin üzerinde ölçülmesi halinde “ateşli” kabul edildiğini bildirdi.

 Ateşlenme Karşısında Yapılması Gerekenler

 ''-Ateşli çocuğu doğrudan giysilerini çıkarmak yerine, giysilerin inceltilmesi ve üzerine sadece hafif bir çarşaf örtülmeli.

-Titremeye ve dolayısıyla ateşin daha da yükselmesine neden olacağından kesinlikle soğuk duş aldırmayın ve buz kullanmayın.

-Doktorun önerdiği ateş düşürücü ilacı doktorun belirttiği dozda verin. Çocuklara aspirin vermeyin

-Oda ısısının ne çok sıcak ne de soğuk olmamasını sağlayın.

-Ateş hızla sıvı kaybına neden olacağından bol su ve sıvı gıdalar verin.

-Bol bol dinlenmesini sağlayın.''

 Ve uzmanlar, kış aylarıyla birlikte artan ateşli hastalıklar konusunda anne-babaları uyarıyor...

 İnsan vücudunun çevre ısısındaki değişikliklere bağlı olmadan ısısını ayarlayabildiğini, bunun hormonların etkisi, metabolizma hızının düzenlenmesi, yüzeysel damarlarda daralma ya da genişlemeyle sağlandığını belirten Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mithat Ekici şunları söyledi:
 ''Vücuda giren mikroorganizmalara karşı salınan plorojen maddeler, beyindeki ısı ayarlama merkezini uyarır. Bu nedenle vücut ısısında artış görülür. Ateşin yükselmesi, enfeksiyon hastalıklarında vücudun mikroplara karşı direncini sağlar. Ancak bu yükselmenin dengede ve kontrollü olması gerekir. Aksi takdirde ateşin yükselmesi zararlı olabilir. Çocuklarda havale geçirmeler bu yüksek ateşlere bağlı olarak görülür.'

 Ateşin en fazla enfeksiyon hastalıklarının seyri sırasında görüldüğünü de vurgulayan Ekici, ateşin 41 derecenin üzerine çıktığı durumlarda, beyin ve diğer organlarda yüksek ısıya bağlı zedelenme olduğunu ifade etti.

 ''Araştırmalar da, aileler ateşi ilk tespit ettiklerinde yüzde 97,1'i giysilerini azalttığını, yüzde 90,3'ü ateş düşürücü verdiğini, yüzde 38,7'si ılık duş yaptırdığını, yüzde 16,8'i soğuk uygulama yaptığını, yüzde 5,5'i sirkeli su, yüzde 2,5'i alkol ve kolonya uyguladığını belirtti. Oysa ebeveynlerin yaptıkları bu uygulamalar ateşe neden olan hastalığı aslında daha çok tetikleyebiliyor."

 Kısaca konu çocuklar da ateş olunca ilk aklımıza havale riskine karşı ilaç vermek geliyor.Hatta ilaç yazmayan nadir doktorlarımızı bile işi bilmemekle yargılıyoruz.Haklıyız da kime güveneceğimizi şaşırmış durumdayız.

 Hastalıksız günler dilerim.
 sevgiler...
devamı »

22 Oca 2015

Karadut Şurubu

karadut-surubu

 Haftasonu Yağız ateşlendi.Ateşle birlikte ağzında kocaman yara oluştu.Rahatsız ettiği içinde sanırım ısırmış ve o yara kötü bir hal almış.
 
 Bu saate kadar çocuklarım da agız yarası hiç görmediğim için ne yapacağımı bilemedim.Bir arkadaşım tavsiyesi üzerine karadut şurubu aldım.

 Karadut un; şurubu ,konsantresi gibi çeşitleride varmış.Bu meyveyi daha once duymamış olmama gerçekten şaşırdım.Meğer birçok şeye faydası varmış.Demir eksikliğine de iyi geldiğini okuyunca ben bile içtim.

 Yağız a sadece 2 kaşık verdim ve sabah yaranın çoğunun kapandığını gördüm.Sonra ki günde 2-3 kaşık verdim.Sadece dudağına yakın kısımda yara kaldı.Ama benim oğlum sağolsun canı çok kıymetli olduğu için ağzını şuan açmıyor ve zorda kalmadıkça konuşmuyor bile.

  Bu sabah baktım yara tamamen gitmiş.Dudak kısmında bir tek küçük bir kabuk var onun da kopması için Yağız ın ağzını açması gerekiyor.

 Kısaca evet ilaçsız kısa sürede ağızda ki koca yara karadut şurubu sayesin de iyileşti.Ama bu Yağız ın konuşmaması ne kadar sürer onu hiç bilemiyorum.

 İnternette okuduğum karadut şurubunun faydaları şöyle;

 Karadut meyvesi çok güçlü bir antioksidan içerir.Bu güçlü antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. İçerdiği flavonoidler sayesinde kalbi koruyucu, yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunuyor. Ev yapımı olan karadut şurubu gerçek lezzete sahiptir.
 
 Karadut bitkisi böceklenmeyen tek organik bitkidir.betakaroten ihtiva eder. Sağlık ve gençlik kaynağı olan bu şurubu mutlaka içmelisiniz.

Karadut'un Faydaları:

*Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir
*Ağız ve boğaz enfeksiyonlarını iyleştirir
*Kanı temizler anemi hastalarına tavsiye edilir
*Sindirim sistemi düzenler ve rahatlatır
*Mide salgılarını arttırır
*Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar
*Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir
*Uykusuzluğa iyi gelir.

Not: Karadut şurubunu çok fazla içince inanılmaz bir enerji patlaması oluyor aman dikkat :)

Sevgiler..

devamı »

20 Oca 2015

Ela 22 Aylık

22-aylik-bebek-gelişimi

 Ela artık 22 aylık oldu.

 22 aylık olan yer cücemiz bu ay daha bir 2 yaş sendromu halleri sergilemeye başladı.

 Ağlayarak dediğini yaptırmak için hala uğraşıyor.İnadı 2 kat arttı desem yalan olmaz.Tüm nazı kaprisi babaya 40dk uyutmak için başında beklettiği babası şehir dışına çıkınca 10 dk da uyuyarak bizi şaşırtan bir cadı var kaşımızda.

 İştahı çok iyi fakat kg alımı hiç yok denecek kadar az.Kg almıyor diye sorun ederek kendim beslemiyorum.Elinde çatal-kaşık kendi kendine yemeğini yiyor.Gerekirse yardım istiyor o zaman destek oluyorum.

 Kelimeleri artık daha bir anlamlı.3 kelimeli cümlelere geçti bile.Bazen sadece konuşuyor olmak için anlamsızca konuşuyor yeter ki gözlerinin içine bakıp dinleyelim diye.Dinlememek mümkün değil zorla dinletmesini de iyi biliyor.Şarkı söyleme isteği çok yüksek eline geçen her şeyi mikrofon yapıyor kabarık eteğini de giyerek başlıyor oynamaya.

 Daha önce ilgilenmediği legolar bu ay göz bebeğimiz oldu.Kale,kule yapıp içine girmek için can atıyor.

 Bebeklerle daha bir oynar hale geldi.Onlarla konuşuyor ,giydiriyor,ninni söylüyor, uyutuyor.

 Teknoloji merakımız had safha da elimizden geldiğince belli sürelerde eline vermeye çalışsakta sevmeye gelenlerin kucağına yerleşip tüm sevimliliğiyle telefonlarını alıyor.

 İnce motor gelişimi benden iyi :) çizimleri daha bir belirginleşti.Kalp,yıldız,çöp adam çizmek için azimle uğraşıyor.

 Bu ay inanılmaz derece de soyunma girişimleri başladı.Kendi kendine giyinme çabalarını çok seviyorum.Fakat çorapsız gezme kavgalarımız ciddi bir boyuta geçti.

 Çişini kakasını söylemeye bezinden de rahatsız olmaya başladı.Lazımlığımız 1 yaşından beri banyoda duruyor ara ara gidip oturup kalkma denemeleri yapıyor.Şimdilik hiç üzerine düşmüyorum.

  Parmak boyalarımız, oyun hamurlarımız hala en büyük eğlencemiz.

 Yatak tepesinde hoplama,zıplama egzersizlerine bayılıyoruz.Abisi de eşlik ettimi ondan mutlusu yok.
not: Zıplamanın vücuttaki mutluluk hormonunu arttırdığını unutmayalım aman düşecek diye de çocuklarımızı bu mutluluktan mahrum etmeye gerek yok.

 Bir söz vardı hep duyduğum ama inanmadığım ; "erkek çocuklarını o kucağınıza gelmese de sevin,çünkü kız çocukları kendilerini sevdirmekten asla çekinmezler." Çok doğru olduğunu iyi anladım.Ela oyun oynarken bile aklına geldikçe gelip sarılıyor kendini öptürüyor.Küçükken Yağız da öyleydi ama büyüdükçe sınırları olmaya başladı.Bunu fark ettiğimden beri bu söz aklıma gelir ve Ela yı bırakıp gidip oğlumu kucaklarım.
22-aylik-bebek-gelisimi

22 aylık bebek neler yapar?

*Bebeğiniz bu ay, yeni şeyler dener ve başaramadığında öfkelenir. Zihninde bir plan vardır ve bunun gerçekleşmesini ister. Aksi durumda, huysuzluk gösterir. Bu tür durumlarda hemen müdahale etmek yerine, beklemeyi ve yardım teklif etmeyi tercih edin. 


*Boya kalemleri ve kağıt güzel bir uğraştır. Kalemleri tutup kağıt üzerinde neler yapılabileceğine karar vermek elin motor becerisinin de gelişmesini gerektirir. Bazı çocuklar ileri geri aşağı yukarı haşin el hareketleri ile çiziktirirler, bazıları daha kontrollüdür ve hareketlerini daha küçük tutarlar. 

*Çocuğunuzu parmak boyasına veya ressam sehpası ile fırça boyasına alıştırabilirsiniz. 

 *Merdiven çıkabilir.
 *İlk kısa cümlelerini kurabilir
 *Ellerini yıkayıp kurulayabilir.
 *Zıplayabilir ve tümsek yerlerden atlamak ister.
 *Etrafını daha dikkatli izler.
 *Kendi kendine yemek yiyebilir.
 *Büyük parçalı legolarla 7-8 parçalı kule yapabilir.
 *Kitaplardaki resimler daha çok ilgisini çeker.
 *Boya kalemleri ile resim yapabilir.
 *Yüksek eşyalara tırmanmaktan hoşlanır.
 *İsteklerini daha rahat ifade edebilir.
 *Yardımla dişlerini fırçalayabilir.
 *Gösterilen resimdeki tanıdık nesnelerin ya da kişilerin adını söyler.
 *Tuvaleti geldiğinde haber verir.
 *Kendi kendine giyinmek ister.
 *Şarkılar söyler, dans eder.
 *Evdeki elektronik eşyaları kullanmak ister.


Sevgiler,

 
devamı »

19 Oca 2015

Flaş Kartlar


2-7-yaş-flaş-kartlar

 Yeni keşfimiz olan bu flaş kartları kitapyurdu sitesinden 14 tl ye aldım.

 Oyuncaklardan çok flaş kartlara yönelme sebebim Ela ile oyun eşliğinde,biraz sohbet biraz soru-cevap yaparak kelime hazinesi genişlettiğimi düşünüyorum.

 Bu set içinde 54 hayvan kartı var.Bu flaş kartlarla hem hayvanlar hakkın da geniş bilgi sahibi olunabilir hemde hayvan isimlerinin ingilizce karşılıklarını öğretebilirsiniz.

 Kullanım kılavuzuna uyarak ilk önce desteden Ela ya çektirdiğim kartların ön yüzün de ki hayvanların isimlerini sordum çoğunu biliyor.Sonra arkalarında ki bilgileri onu sıkmadan kısaca okudum ve soru sordum.
"arı ne yapar " gibi.Bildiğinde ise evimizin olmazsa olmazı olan sticker ödülümüz var.Böylece sticker larıda kafasına göre alıp alıp sağa sola yapıştırmamış oluyoruz.

 Bu flaş kartlara Yağız ı da dahil ettik.Su altında yaşayanlar,çiftlikte yaşayanlar veya uçanlar gibi ayırmasını istedim.Ela ile birlikte bunu yaptılar.İkiside sıkılmadan oynamış oldu.

 Birde Yağız ingilizce öğrendiği için her bir hayvanın ingilizce isimlerini tahmin etme oyunu kurdu.Ela nın da abisinden özenerek taklit ettiğini söylemeye gerek yok sanırım :)

 Kısaca ikisinin de severek oynadığı vakit geçirdiği bir araç oldu bizim için.Flaş kartların içinden çıkan kullanma kılavuzun da şöyle bir paragraf vardı ;

 "Beynimiz mutlu olduğunda Seratonin hormonu salgılar.Seratonin ,beyin hücreleri olan nöronlar arasında
iletişimi daha akışkan hale getirir.Flaş kartlarla oyunu çocuğunuz için ne kadar eğlenceli hale getirirseniz,öğrenme faaliyeti çocuğunuz için o kadar çok gerçekleşmiş olur.
 Ayrıca erken çocukluk döneminde öğrenilenler ömür boyu kalıcı olur.Çocuğunuzun gelecekte ki başarısı için en büyük yatırım,sık tekrarlanan egzersizlerle beyin kapasitesini arttırmaktır.

Sevgi dolu bir hafta dilerim,


devamı »

16 Oca 2015

Yurtdışından Çocuk Kıyafeti Nasıl Alınır?

yurtdışından-alışveriş-gap-mayo

 Türkiye deki kıyafetlerin suyumu çıktı da yurt dışından alıyoruz diyenler olabilir.

 Ülkemiz tekstil konusun da zengin olmasına rağmen maalesef vatandaşını kazıklamaya bayılıyor.Türkiye de üretilen bir çok markanın yurt dışına gönderilerek marka etiketi yapıştırılıp piyasaya sunulduğunu çoğunuz bilmiyordur.

 Hal böyle olunca sezon da kolay kolay mağazalardan alışveriş yapmıyor indirim dönemlerini bekliyorum.O arada da yurt dışın da ürünlerini beğendiğim birkaç marka var oralardan daha uyguna getirtiyorum.

 Bu işin 2 yolu var;

 1.Amerikan iste gibi sitelere üye olarak kargonuzun onların vesile ile size ulaşmasını sağlayabilirsiniz.Fakat bu sitelerden tek başınıza getirtmeniz mümkün değil çünkü yarım kg için 30 tl gibi bir kargo ücreti alıyorlar.Yani 10tl ye aldığınız bir elbise için +30tl kargo ödeyerek kar değil zarar edersiniz.Fakat birkaç arkadaş toplanıp kargoyu aranızda paylaşarak bu işi cazip hale getirebilirsiniz.

 2.Birde bu işin aracı şahıslarla getirme yolu var ki ben onu yapıyorum.Facebook,instagram gibi siteler de bu işi yapan ev hanımları var.Siz sitelerden istediğiniz kıyafeti beğeniyor bu aracı kişilere atıyorsunuz oda size üzerine kargo parasını da çıkaracağı şekilde kar koyuyor ve size fiyat veriyor.Çok uçuk rakamlar değil.

 İki şekilde de gümrük işleriyle siz uğraşmıyorsunuz.Aracılar uğraşıyor.Bu işte güvenilir birilerini bulmak önemli.Bulduğunuz kişinin sayfalarına iyi bakın.Yorumları tek tek okuyun.

 Ben kendim için hiç almadım Yağız'dan da çok asıl Ela için alıyorum küçüklere özellikle de kızlara daha sevimli şeyler var.Tavsiye edebileceğim bir kaç çocuk markaları vermek isterim;

carters
gymboree
gap
oldnavy
disney

 Bu markaların ürülerini alıyorum gayette kaliteliler.Türkiye de ki mağazalarına bakayım dedim fiyat farklarına inanamadım.

Ela nın üzerinde ki bu tulum %100 koton 30tl ye getirtmiştim.Carters markasının meşhur kıyafetidir.12 yaşa kadar bedenleri var.Gece örtünmeyen çocuklar için ideal ve hiç terletmiyor.Türkiye den bir çok marka denedim ama birtek bundan memnun kaldım.
yurtdışından-alışveriş-nasıl-yapılır
 Ela nın fotoğraflarında ki birçok kıyafetide bu yollarla aldım.Alttaki elbise oldnavy 35tl ye yeni aldım.Aracı olan kişilerin sosyal ağ hesaplarını takip ederseniz indirim zamanlarını hiç kaçırmamış olursunuz.
yurtdışından-alışveriş

yurtdışından-alışveriş-carters

 Sarı şortlu takımımız carters marka.Yazın fazlasıyla giydik.30tl ye almıştım.
 Bir iki kere de Japon malı dediklerinden aldım çok kötü ve kalitesizdi.Fotoğraflara kanmamak lazım Japon mallarından uzak durabilirsiniz.Verdiğiniz para ya değmiyorlar.

yurtdışından-alışveriş

 Önemli son bir detay ise bu ürünlerin elinizde olması süresi ortalama 20 günü buluyor.Özel günler için kullanacaksanız son günlere kesinlikle bırakmayın.

 Aklıma gelen detaylar bunlar.Aracı kişilerin isimlerini özellikle yazmadım ben memnun kaldım olurda başkası memnun kalmaz kendimi suçlu hissederim.

 Ela'dan sonra keşfettiğim bu yurt dışından çocuk kıyafeti alma işini ben çok sevdim.Deneyen bağımlı oluyor benden söylemesi :)

Not: Bu yazım en çok okunan yazılar arasında hala aracı isimleri isteyen arkadaşlardan mail alıyorum. Şöyle açıklayayım artık aracı birilerini kullanmaya gerek yok. Çünkü bu yazıyı yazdığımda dolar düşüktü ve kıyafetler uyguna geliyordu ama şuan dolar çok yüksek yani bu markaların ürünleri uyguna gelmiş olmuyor. Carters in yeni sitesi açıldı direk oradan alışveriş yapılabilir(tabi indirim dönemlerinde) www.cartersoshkosh.com.tr
Bunların haricinde indirim dönemlerinde zara, lcw, koton, panço gibi çocuk markaları iş görecek nitelikte ;) ( 23.02.2016)
Teşekkürler

 Sevgiler,
devamı »

15 Oca 2015

Çocuk Olmak...

Çocuk-Gelişim-Dönemleri

 Dünyaya geldiğin an etrafında biran önce büyümen için gözünün içine bakan insanlar görürsün.

 Sanki farklı bir yaratıkmışsın gibi gözlerini senden alamazlar. İlk gülümsemende mutluluktan havaya uçarlar,ilk sözcüklerin onların hayatına neşe katar heleki ilk adımların onlara gurur verir.İlk bezini atıp tuvaletini yaptığında alkışlar eşliğinde kutlama yaparlar.İlk zamanlar büyüdüğünü ancak böyle ıspatlarsın çevrendekilere..

 Tüm ilklerin özeldir.Daha doğrusu senin ilklerini onlar en özel anlara çevirirler.

 Okula başlarsın gözleri dolar ,duygulanırlar.Onlardan uzak kalacaksın,başka ellerde olacaksın diye tedirgin olurlar.Başına iş gelir,düşersin ,ağlarsın ve yanında olamazlar diye kendilerini kötü hissederler.Sen farkında olmazsın ama başka birilerinin hayatlarının tam orta yerine yerleşmişsindir doğdugun an...

 Sen ufacıkken bile ilk aşkının ne kadar canını yakacağını hesaplarlar.Ellerinden gelse aşk acısını yaşamaman için herşeyine engel olurlar.Askere gideceğin,evleneceğin günlerin hayalini kurup dertlenirler.Ya göremezsem ,ya yanında olamazsam diye düşünmeden edemezler.

 Ergenlik dönemi zordur sen büyüdüğünü anlatırsın ama onlar asla kabullenmezler.Sen kendini ıspatlamaya çalıştıkça onlar seni merak ederler.Çatışırsın sıkar seni bu kadar merak etmeleri istemedende olsa kalplerini kırarsın.Ama küs kalmaz onlar sana ..Sen ne yaparsan yap onlar hep merak eder seni.Gözlerin de yaş olmasın diye dünyaları verirler.

 Yaşın kaç olursa olsun her hastalandığın da başucunda onları görürsün.Ne durum da olursan ol saçların da hep onların eli dolaşır.Her gece nefes alıp vermelerin onlar tarafından sürekli yoklanır.

 Eğer ONLAR diye bahsettiğim gibi sürekli yanınızda birileri varsa ,ne kadar şanslı olduğunuzu biran bile aklınızdan çıkarmayın.

 Soğuk duvarları olan odalarda uyuyan ,saçları hiç okşanmadan büyüyen, hastalandığında sevgi dolu sıcacık bir kucak bulamayan öyle çok çocuk var ki .. Onların yanında bizim nankörlük etme gibi bir lüksümüzün olduğuna inanmıyorum.

 Ailenize kızdığınız yada sinirlendiğiniz anda bir çocuk esirgeme yuvasına kısacık bir ziyaret yapın ne demek istediğimi o an daha iyi anlarsınız...

Sevgiyle Kalın...
Gülşah
devamı »

14 Oca 2015

Yeni Doğan Bebek Yıkanırmı?


yeni doğan yıkanırmı?


Bazı insanlar göbek bağı düşmeden bebeğin asla yıkanmayacağını iddaa ederler.

Bazıları ise hemen yıkama taraftarı.Ve iki tarafta;
"aaa göbek bağı düşmeden asla yıkanmaz "
 "aaa sen yıkamadınmı pis pismi gezdiriyorsun?" diye birbirlerini kınarlar.

 Yeni doğan bir bebeğin göbek bağı ortalama 10-15 gün arasında düşmektedir.Bu süre içerisinde bebeği hiç yıkamamak ,suyla yeterince güzel silememek hassas cildinin mikrop kapmasına sebep olabilir.

Yıkanacağı zaman ise göbek bağı yerini iyi koruyamamak göbek bağından mikrop kapmasını neden olabilir.

İlk 24 saat yıkanması önerilmiyor.Zaten o sürede hastanede olunuyor en uygun zaman eve çıkıldığın da oluyor.Doğduğu gibi köpürte köpürte yıkayan hastanelerde varmış onu yeni duydum.

Biz doktorumuzun önerisi ve annemin tecrübesiyle 2 çocuğumu da yüz üstü tutarak küvete asla sokmadan dikkatli bir şekilde yıkadık.Banyo dan sonrada ilk iş göbek bağını temiz bir havlu ile kuruladık.Ve sonrasın da antiseptik solüsyon ile temizledik.Zaten hastaneden çıkarken doktor pansuman için gerekli solüsyonu yazıp veriyor.Ve birgün arayla da yıkamaya özen gösterdik.

Birde yeni doğanı tok karnına yıkamak hassas olan midelerinden dolayı kusmasına sebep olabilir.Bu yüzden 2 emzirme arasında yıkamak en doğrusudur.

Çocuk büyütmekte herkesin farklı farklı fikirlere olabilir.Ama en doğrusu sizin ne hissettiğiniz ve hangisini doğru bulduğunuzdur.Tabi çoğu zaman o lohusa haliyle büyüklerin işine müdahale etmek zor olabiliyor.
Ben şanslıydım öyle karışanım falan olmamıştı.
Sevgiler..
devamı »

Kitap Takas Etkinliği

çocuk kitapları

biranneninseyirdefteri Eda bana bu etkinliği mail olarak iletti.2balik1kedi ile birlikte evlerindeki kitapları etkinliğe katılacak olanlarla takas yapacaklar.

Kitap sevdam yüzünden bu etkinliğe kayıtsız kalamadım.Sizlerde evlerinizde okuyup raflarınıza kaldırdığınız özellikle ebeveyn-çocuk kitaplarını bu etkinliğe katılarak değerlendirebilirsiniz.

Ben destek kısmında sonuna kadar yanlarındayım ama takas kısmına katılamıyorum.Eda ya da açıkladım sizlerinde "duyurdu ama katılmıyor" gibi soruları kalmasın şöyle izah edeyim;
Ben çocuklarım için okuduğum her kitabın arkasına ilerde onların yüzlerini gülümsetmek için kısa kısa mektuplar yazıyorum.En çok sevdikleri kitaplarının arkalarına da o kitabı nekadar hevesle okuduklarını o dönemdeki yaşlarını,gelişimlerini yazıyorum.Doğal olarak benim kitaplık halka malesef açılamıyor :)

Etkinliğe katılmak için mutlaka bloglarını ziyaret edin son katılım tarihi : 17 OCAK

Sevgiler,
devamı »

13 Oca 2015

Zamane Oyuncak Bebekleri

Kendi küçüklüğünüz de oynadığınız oyuncakları hatırlarmısınız?

Bugün ki gibi çok çeşit yoktu.Ayına göre ,gelişimine göre ayrılmazlardı.Eldeki paraya göre çarşı pazardan alınırdı.Bir et bebek için aylarca beklemiştim.Alındığında ise havalara uçmuş en kıymetlim olmuştu o bebek benim.Kardeşim zarar vermesin diye nerelere saklayacağımı bilemezdim.Ve birgün kardeşim sakladığım yerde bebeğimi bulmuş ve tükenmez kalemle her yerini karalamıştı.Ne kadar üzüldüğümü,ne kadar ağladığımı hala hatırlarım.


zamane oyuncak bebekleri


Keşke o haliyle bile saklasaymışım bebeğimi hatıra olurdu :) internette esmerini buldum 80 li yıllarda doğanlar hatırlar bu bebekleri esmeri,sarışını vardı.














Sonra sonra sindy bebekler çıktı.Et olup kolu bacağı oynayanlar çok çok pahalıydı.Plastik olanlara sahip olduğumda ise yaşım oyun yaşını geçmişti.Bazı insanlar türk kadınlarını yansıtmadığı ,çocuklarında kafalarında zayıf olma fikrini kazıyacağı için bu bebekleri bir türlü benimseyemediler.Fakat sindy bebekler benim gibi bir sürü kız çocuğunun hayallerini süslemeyi başardı.Şimdiler ise bu bebeklerin yerini barbie bebekleri ve barbie evleri aldı.


zamane oyuncak bebekleri

Birde troll bebekler vardı bu ufacık yaratıklara sahip olmak için çok yalvarmıştım babam asla almam onlardan demişti ama ben harçlığımı biriktirip almıştım.Birden çok populer olup kaybolan bir model oldular.
Dip not: Sağolsun kardeşim troll umünde saçlarını kesmişti.

zamane-oyuncak-bebekleri


Şaka maka derken 16-17 yaşına kadar bebeklerle oynadım sanıyorum :) Şimdilerde 17 yaşında ki gençler gerçek evcilikler oynuyorlar.

Çocukluğuma dair hafızama kazınan bu oyun arkadaşlarımın hayatımda yeri çok büyük.Bir şeyi yazarken daha iyi farkettim ki kardeşimde bana bayağı dram yaşatmış yani :)

Zamane oyuncak bebeklerinden de inanın hafızama kazınan ilerde hep hatırlayacağım bir model var.İlk gördüğümde sağını solunu çevirip korkup yerine bırakmıştım Ela ufak olduğu için zamane bebekleriyle yeni tanışıyorum dilerim kızım hiç tanışmaz bu korkunç bebeklerle :) Evet bahsettiğim bebekler
MONSTER HİGH bebekleri.Troll bebeklere çirkin derlerdi ama bu bebeklerin yanlarında dünya güzeli kalıyorlar.Duyduğum kadarıyla bu bebekleri sevmeyen kız çocuğu da yokmuş.


monster-high-bebekleri-zamane-oyuncak-bebekleri

Birde konuşan oyuncak bebekler varki onlara ben bile bayılıyorum.Nerdeyse oyuncak bebeklerle oturup karşılıklı çay kahve sohbeti yapacak duruma geleceğiz.Gerçekten farksız olan mutfak setlerini düşününce bir kaç nesil sonra bu dediğimin olacağına inanabilirsiniz.

oyuncak-mutfak-seti
Zamane oyuncak bebeklerine gösterilcek örnek çok fazla.Ela büyüdükçe sanırım daha fazla çeşitte öğrenmiş olacağım.
Sevgiler..





devamı »

12 Oca 2015

Dişçi Fobisi


ortodontist tedavi ,dişlere tel taktırma , dişçi fobisi
Malesef sağlığın kıymetini her türk insanı gibi kaybedince yada yumurta kapıya sıkışınca anlayanlardanım.

Genetik yapı olarak annemin dişlerinde ki zayıflık bendede var.7-8 yaşlarından beri dişçi koltuklarıyla samimiyim.

Hatalarım çok ,diş yapımız bu kadar kötü olmasına rağmen ,diş doktorumun ilk ve tek doktorum olmasına ve güzel uyarılarına rağmen sırf korkum yüzünden sürekli kaçıyordum.Ağrı olursa gidiyor onu çözüyor ama bir sonraki yeni başlayan çürükleri tedavi ettirmiyordum.

Böyle kaça kaça alt çenemde diş kalmadı ve alt ön dişlerim geriye kayma yaparak aralık açıldı ve köşeye sıkıştım rahat yemek yiyememeye başladım.Şimdi büyük kararla diş tedavisine başladım o koltuğa oturana kadar ettiğim duaların ,kalp çarpıntılarımın hesabı yok.Kapıdan dönme girişimlerim dahi oldu ama kaçamadım.Ve doktorumun da gözümü korkutmasıyla ortodontist e gitmek zorunda kaldım.Aynı gün kanal tedavisi sonrasında ortodontist kontrolü ağır gelsede hiçbirinden kaçamadım.

Ve sonuç DİŞ TELİ.

Nasıl moralimin bozulduğunu anlatamam.Şeffaf teller var doktorlar pek önermiyor ama diğerini ben asla taktıramam bu yaştan sonra psikolojik bozukluk yaratamam kendime.Kaçış peşinde değilim ama araştırmaya devam edeceğim.

Diş teli kolay bir süreç değil aylarca kontrole gidip gelmen gerekecek,yediklerine içtiklerine dikkat edeceksin vs vs ne kadar olumsuzluk varsa internette karşıma çıktı.

Yıllardır dişçi fobim yüzünden ihmal ettiğim diş sağlığım şuan bana hayatım da unutamayacağım bir pişmanlığı yaşatıyor.

Küçükken annemle babam dişlerinizi fırçalayın dediklerinde kardeşimle söylenir dururduk şimdiler de aynı şeyi oğlumla yaşıyoruz.Benim yaşadığım pişmanlığı yaşamasın diye elimden geleni yapıyorum.Zamanın da annemin bana yaptığı gibi bende oğluma kendimle ilgili örnekler veriyorum ama malesef bazı şeyler nasihatla değil yaşanarak öğreniliyor.

Çok uzatmadan karar vermeye çalışacağım.(kendime gaz veriyorum)

Sevgiler,
devamı »

9 Oca 2015

Oobleck Denedinizmi?


oobleck duyusal gelişime katkısı olan bir etkinliktir

Oobleck suyun üzerinde dans etmek diye tanımlanıyor.Tarifi çok basit olan bu aktiveteyi geçen hafta izinliyken Ela için yaptım.Sonradan öğrendim ki ortaokul öğrencileri fen derslerinde bile yapıyorlarmış bunu.İlk fırsatta Yağız ile de yapacağım.

1 bardak mısır nişastası 1,5 bardak su hepsi bukadar ;) bende o an mısır nişastası yoktu normal nişasta ile yaptım aynı sonucu elde ettim.Elinize almaya çalıştığınız da katı olan bu madde elinizde akıp giderek sıvı bir hal alıyor.Renk katmak için evde pembe parmak boyamız vardı onu kullandık gıda boyası da kullanılabilir.

Ela hem şaşırdı hemde dikkatle inceledi evet etrafta battı fakat içinde yoğun bir nişasta olduğu için suyla sildiğiniz anda lekelerden eser kalmıyor.

Duyusal gelişimede katkısı olan bu eğlenceli etkinliği evinizde rahatlıkla uygulayabilirsiniz.

sevgiler..
devamı »

8 Oca 2015

Sokaktaki Hayvanlar


karda sokak hayvanlarını nasıl koruyabiliriz

Herkes çarşaf çarşaf kar manzaraları paylaşıyor umarım dışardaki aç hayvanlar için birşeyler yapıyorlardır.Face de açlıktan ölmüş bir köpek resmi paylaşılmış altında yazan "ne var öldüyse alt tarafı hayvan" yorumuna tüylerim diken diken oldu.

Ne olur biraz vicdanlı biraz da duyarlı olalım yemek artıkları ,ekmek ne varsa bir tasa koyup etrafımız da ki hayvanları doyuralım.

Hatta elinizden geliyorsa kutulardan sığınma yuvaları yapalım.

Ağaçlara kuru ekmek asıp aç olan kuşların karınlarını doyuralım.

Alt tarafı hayvan deyip geçmeyelim geçenlere de lütfen insan demeyelim.Hayvanları sevmeyen insanları ne kadar sevebilir ki?

Hayvanlardan korkuyor ellemiyor olabilirsiniz ama bu umursamadan ,arkanızı bile bakmadan dönüp gitmenize sebep olmasın.

Hiçbirşey yapamıyorsanız da 153 ZABITA yı arayın çok güzel ilgileniyorlar.

Sevgiler,
devamı »

Pembe KardanAdam

kardan adam etkinliği

Dün kar Bursa yı teslim alınca çocukları anneme ulaştıramadım ve izin alıp evde çocuklarımla kaldım.

Okullarda tatil olduğu için Yağız da evdeydi.Gözünü açtığı an itibariyle dışarı çıkmak için yalvarmaya başlayan Yağız ı öğlene kadar evde zor tuttum.Ela nın karla ilk tanışması bugün oldu.Fakat çok fazla rüzgar olduğu için ciddi bir soğuk vardı.Ela annesi gibi kar olayını hiç sevmedi.Çok üşüyen biri olduğum için benim kar zevkim pencereden kahve eşliğinde izlemekten ibarettir.

kardan adam yapmak
Madem dışarda kardan adam yapamadık bizde balkondaki karları toplayıp evde tepsiye küçük kardan adam yaptık.Veee evimizin favori ürünü olan parmak boya ilede beyaz olan kardam adamımızı pembe ye boyadık.Ela nın aklında kardan adam bembeyaz değil pembe kalacak bugün onu anladım :)














Sizde üşümeden evde kardan adam yaparak vakit geçirmek isterseniz pamuk yerine bizzat kar toplayıp bu zevkli etkinliği yapabilirsiniz.

Kardan adam boyandıktan sonra geleneksel birbirini boyama etkinliği ile faaliyetimiz son bulmuştur :)

sevgiler..

devamı »

6 Oca 2015

Müzikle Büyüyen Bebekler



Müzik dinlemeyi her zaman seven biri olarak çocuklarıma da hamilelikten itibaren bol bol dinlettim.Mozart ,bethoven gibi müzikler değildi bunlar.Her ne kadar klasik müziğin insanı rahatlattığı söylense de sebebini henüz çözemedim ama beni aşırı geriyor.Bayağı zorladım kendimi ama yok yani olmuyor sanki beynime vuruyor o notalar.Neyse klasik müzik severler beni taşlamadan konuyu kapatayım :)

Sırf Ela için 9 ay klasik müzik dinlemişliğim onu da söylemeden geçemeyeceğim :)

Yağız ın müziğe ilgisi sıfır diyebilir.Ama Ela anne karnından itibaren müziğe tepki verirdi şimdi 21 aylık ve çok güzel ritim tutmaya çalışır ,dili döndüğü kadar da ritimlere uyarak söylemeye çabalar.Gidişat ne olur bilmem ama ilerde çok güzel piyano çalan bir kızım olmasını isterim.

Gelelim çocuk gelişimi üzerinde müziğin etkisine ;

Uzmanlar müzikle büyüyen çocukların ileride sakin ve huzurlu bireyler olduklarını söylüyorlar.

Müziğin bebek gelişimine yararları Bebekler dünyaya beyinlerindeki milyarlarca hücreyle gelirler ve yaşamın ilk yıllarında bu beyin hücreleri, birbirleriyle bağlantıya geçmeye başlar. Zamanla bu bağlantılar daha da kuvvetlenir; kullanılmayan, ateşlenmeyen beyin hücreleri ise ölür. Araştırmacılar, bebeğe müzik dinletmenin onun beyninde yeni yolların, yeni bağlantıların oluşmasını desteklediğini ortaya çıkarmıştır. Anne karnında müzik dinletilerek gelişen ve doğum sonrasında da müzik dinletilmeye devam edilen çocukların; yaratıcılık, sosyallik, hafıza, matematik, dil ve duygusal zeka gibi alanlarda hızlı bir gelişim gösterdiği yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır.

Fiziksel gelişime etkisi: Müzik dinleyen bebekler, müziğin ritmine göre hareketlenmeler gösterirler. Zamanla birtakım fiziksel gelişimlerin tamamlanmasıyla birlikte hareketlenmeler yerini el çırpmaya, oynamaya ve hatta dans etmeye bırakır. Bu hareketlenmeler, çocuğun küçük kas ve kaba motor becerilerinin gelişmesine yardımcı olur.

Sosyal gelişime etkisi: Müzik evrenseldir, farklı dilleri ve kültürleri birbirine yakınlaştırır. Müzikle büyüyen bebekler, zamanla sosyal iletişimde de gelişim gösterirler.

Zihinsel gelişime etkisi: Yapılan araştırmalar, müziğin bebeklerin beyin kıvrımlarının gelişiminde etkili olduğunu gösteriyor. Özellikle ilk yıllarında çocukların zihinsel gelişiminde müzik oldukça etkilidir. Müziğin, matematik zekasının gelişiminde de etkin olduğu saptanmıştır.

Duygusal gelişime etkisi: Anne karnından itibaren müzik dinleyen bebeklerin, hırçın hareketler yerine daha uyumlu davranışlar sergiledikleri gözlenmiştir. Bazı çalışmalarda; sürekli ağlayan ve huzursuz davranan bebeklere, anne karnında kendisine dinletilen müzikler tekrar dinletilmiş; sonucunda da bu bebeklerin, bu tanıdık melodiler sayesinde rahatlayarak uykuya daldıkları görülmüştür.

Kulak ve dil gelişimine etkisi: Müzikle büyüyen çocuklar, kulak ve dil gelişimlerinde hızlı bir ilerleme gösteriyor. Özellikle annenin bebeğine bakarak melodili şarkılar söylemesi, çocuğun dil gelişimini çabuklaştırıyor.

Stres üzerindeki pozitif etkileri: Stresten uzak büyüyen, beslenmesinde, uykusunda ve diğer yaşam faaliyetlerinde sıkıntı yaşamayan bebek; uyku sorunu yaşamayan, stresten uzak bir anne profilinin oluşmasına da yardımcı olur. Böylece doğumdan sonra annenin yaşayabileceği depresyonun en az hasarla atlatılması da sağlanmış olur.

Bebeklere nasıl müzik dinletilmelidir? Bebeğe dinletilecek müzik tercih edilirken, müziğin sakin ritimler içeren hafif ya da klasik müzik olmasına dikkat edilmelidir. Çünkü bir bebeğin henüz anne karnındayken işitebildiği en yoğun ses, dakikada 70-100 kere atan kalbin atış sesidir. Bu ritimlere en uygun seslerse klasik müzikte mevcuttur. Özellikle Mozart’ın müziklerinin bebekler üzerinde daha etkin olduğu bilinir. Bu nedenle anne adaylarına müzik tercihlerini klasik müzikten yana kullanmaları önerilir. Özellikle hamilelik sürecinde anneyi rahatlatan yumuşak müzikler tercih edilebilir.

Çünkü anneyi rahatlatan müziğin etkileri doğrudan anne karnındaki fetüs tarafından hissedilir. Ayrıca hamilelik sürecinde annenin yaşayabileceği yoğun stres, üzüntü gibi durumlar; tavşan ya da yarık dudak olarak adlandırdığımız fiziksel bir rahatsızlık, erken doğum, doğum sonrasında anne ve bebek arasında sosyal bağın kurulamaması, annenin çocuğunu emzirememesi gibi olumsuz sonuçları da doğurabilir. Bu nedenle hamilelik sürecinde annenin stresten uzak durması çok önemlidir.

Tercihiniz klasikten yana olsun Bebeğinizin, hamileliğinizin 16’ncı haftasından itibaren dışarıdan gelen sesleri duyabildiğini unutmayın. Eğer bebeğinize müzik dinletmek istiyorsanız; yumuşak, hafif müzikleri tercih edin. Bebeğinizin kalp atışlarına en uyumlu olan müzik ise klasik müziktir. Sert ve çok sesli müzikler bebeğinizin kulağına zarar verebilir. Bebeğinizin hangi müziklerde ne tür davranışlar sergilediğini gözlemleyin; rahatladığı müzikleri belirleyin ve sıklıkla bu müzikleri kullanın.

Bebekler, anne karnında dinlemeye alıştıkları müzikleri, doğumdan sonraki süreçte de hatırlayabilirler. Bebeğinize huzursuz olduğu anlarda anne karnında dinlettiğiniz müzikleri dinletirseniz, bebeğinizin anne karnındaki huzurlu ortamı hatırlamasını sağlayarak rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz. Müziği kullanarak bebeğinizin belirsizlikten kurtulmasını, dolayısıyla rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

kaynak

sevgiler..
devamı »

4 Oca 2015

Büyük ZARA İndirimi


Zara olağan büyük indirimini başlatmış ve mağazada pazar yerine dönmüş bile.

%50 ye yakın indirimler var ve 2 günde çoğu ürün tükenmiş.Mağaza savaş alanından beter durumda kıyafetler yerlerde ziyan olmuş.Çalışanlar neden düzenlemiyor anlayamadım sanki hayrına bedavaya dağıtılıyor gibi ürünler öylece ortaya terk edilmiş durumdaydı.Dayanamadım bazı rafları ben düzenledim :) alışkanlık işte.

Sezonda yanına bile yaklaşamadığım bikaç parça şeyi uyguna bulmuşken aldım.

Duymayanlara duyurmuş olalım ;)

Sevgiler...

devamı »

2 Oca 2015

ANNE BEBEK DERGİSİ


Anne bebek dergisini bilmeyen anneler varmı acaba :) içerisinde faydalı bilgilerin bulunduğu çağdaş anne ve babaların yada anne-baba adaylarının başucu rehberi olan bu derginin Ocak ayı sayısında bloğumun tanıtımı mevcut.

Derginin güzel editörü Aslıhan Hnm a ilgisinden dolayı teşekkür etmek isterim.Bloguna da mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim.
http://aslihangunduz.blogspot.co.uk/


Sevgiler..


devamı »
Bumerang - Yazarkafe