Çocuklarla müze gezmeyi seven aileler için güzel bir öneri olabilir. Ücretsiz olduğunu da özellikle belirtmek isterim.
Ülkemizin
ilk ve tek, dünyanın 18 uçurtma müzesinden biri Üsküdar’da
Sokak oyunları kültürünün bir parçası ve
çocukluğumuzun vazgeçilmez eğlencelerinden biri olan uçurtmanın ülkemizde bir
müzesi olduğunu biliyor muydunuz? İstanbul Üsküdar’da bulunan Üsküdar
Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, dünyanın çeşitli ülkelerinden
gelmiş binlerce uçurtma ve uçurtmayla ilgili malzemesiyle, ziyaretçilerine hem
görsel bir şölen sunuyor hem de ülkemizdeki uçurtma kültürünün yaşatılmasına
katkıda bulunuyor.
Milattan Önce 300’lü yıllarda Çin’de
doğan, 13. yüzyılda Avrupa’ya, 15. yüzyılda
ise ülkemize ulaşan uçurtma, eskimeyen sokak oyunlarımız ve oyuncaklarımız
arasındaki yerini koruyor. Uzakdoğu’da dini ayinler ve inanışlarda kullanılan,
savaşlarda haberleşme aracı olarak kendine yer bulan, batıya geçtiğinde ise pek
çok bilimsel deneyde aktif rol alan uçurtma, ülkemizde ise hala bahar oyuncağı
olarak algılanıyor.
Türkiye’de artık bir oyun kültürü haline gelen
ve birçoğumuzun çocukluğunun bir parçası olan uçurtmayı yaşatabilmek ve gelecek
nesillere aktarabilmek için, İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı Mehmet Naci
Aköz öncülüğünde bir araya gelmiş uçurtma gönüllüleri tarafından, Üsküdar’da
kurulan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi, ziyaretçilerine
haftada 6 gün kapılarını açıyor.
Uncular Caddesi Bakıcı Sokak’ta, iki katlı 500
metrekarelik bir alanda faaliyet gösteren Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi’nde,
dünyanın 26 ülkesinden toplanmış 2 binden fazla uçurtma ve uçurtma ile ilgili
malzeme sergileniyor. Müzede 2 ayrı müze
salonu, 3 uçurtma atölyesi alanı, 1 okuma salonu ve film kulübü bulunuyor.
Dünyadaki
uçurtma kültürünü öğreniyorlar
Pazartesi- Cumartesi günleri arasında ziyarete
açık olan müzeyi, uçurtmaya gönül vermiş her yaştan ziyaretçi gezebiliyor.
Tamamen ücretsiz olan müze gezisinde, ziyaretçilere iki ayrı salonda sergilenen
ve hepsi birbirinden görkemli uçurtmalarla birlikte, geldikleri ülkelerin
uçurtma kültürleri de tanıtılıyor. İsteyen ziyaretçi uçurtmaları yakından
inceleyebiliyor ve hatıra fotoğrafı çektirebiliyor.
Kendi
uçurtmalarını yapmayı öğreniyorlar
Müzenin sunduğu hizmetlerden biri de uçurtma
atölyesi. Ziyaretçiler, hemen alt katta bulunan atölyede, uzman uçurtma
eğiticileri nezaretinde uçurtma yapmayı öğreniyor ve kendi uçurtmalarını
yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Atölyede yaklaşık 1 saat süren uçurtma eğitimi
için ücret talep edilmiyor. Ziyaretçiler sadece kullandıkları uçurtma
malzemesinin parasını ödüyor. Atölye eğitiminin sonunda uçurtmalarını yapanlara
takdir belgeleri veriliyor.
“Çocuklar
çok mutlu ayrılıyor”
Müzeyi
açarken tek amaçlarının kaybolmaya yüz tutmuş uçurtma kültürünü yaşatmak
olduğunu söyleyen İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı Mehmet Naci Aköz,
müzeden bağımsız olarak zaten bir ticari faaliyetlerinin olduğunu, müze ve
atölyeden herhangi bir maddi beklentide olmadıklarını söylüyor.
Ziyaretçilerin müzede 1,5 saat hoş vakit
geçirdiklerini anlatan Aköz; “Buraya her yaştan insan ziyarete geliyor. Ana
okulu öğrencileri de yetişkinler de, müzemiz de gördükleri o renkli ve göz
alıcı manzara karşısında mutluluklarını ve şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Hatta
gelenler bir süre sonra tekrar geliyor. Aldığımız olumlu tepkiler ve müze
hatıra defterlerine yazılan güzel sözler bizi çok mutlu ediyor. İşte bu yüzden
müzemiz, önde gelen, kişi, kurum ve yayın organları tarafından ülkemizin en iyi
özel müzelerinden bir olarak gösteriliyor. Ben diyorum ki, uçurtmaya gönül
veren herkes, ömründe bir kere olsun Uçurtma Müzesi’ni görmeli” şeklinde
konuşuyor.
Önünden bin kez geçip içeri bir kez bile girmediğim yer....teşekkürler bilgi için
YanıtlaSilçok ilgim yok benim çocukkken de olmamıştı ama sevenler için güzel bir yer tabi..
YanıtlaSilYedi senedir becerip de gidemediğim müze. Üstelik eminim erkeklerim de çok seveceklerdi.
YanıtlaSilAaaa! Üsküdar ha? 30 yıl oturduğumuz semt...birden hüzünlendim, eski komşular, eski mahallem..uçurtmalar Çin uçurtmalarına benziyor keşke orada olsaydım da gezseydim Gülşah'ım, sevgiler:)
YanıtlaSilİstanbul' a gezi amaçlı gidildiğinde listeye alınmalı
YanıtlaSilDuymamıştım ben ne güzel düşünmüşler...
YanıtlaSilbenim de çok ilgim yok uçurmalara ama seveni mutlaka çok sevecektir :::)
YanıtlaSilİlk kez duyuyorum. Uçurtma hep bana özgürlüğü çağrıştırır.
YanıtlaSilBen bile özlemişim.
Sevgiler.
heeey saol üsküdarda ha gideyim :)
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilÜlkemizde bir uçurtma müzesi olabileceğini tahmin ederdim. Ancak, böyle bir uçurtma müzesi olduğunu, kesin olarak sizin blog sayfanızdan öğrenmiş bulunuyorum. Bu güzel, keyifli paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
Efendim, hiç unutmam, 1973 yılında Almanya'dan aldığım kartal görünümlü bir uçurtmayı Türkiye'de memleketimde uçururken, kuşların etrafında pervane gibi döndüğünü çok iyi hatırlıyorum. Çocukluğumuzda kendi uçurtmalarımızı hep kendimiz yapardık. İskeletini ince kamıştan ve yüzeyine de gazete kağıdını hamur ile yapıştırırdık. Biz bir de uçurtmayı uçururken, aşağıdan uçurtmanın gövdesine mektup gönderirdik. 10 cm. ebadındaki bir kare kağıt parçasını ortasından delip, uçurtmanın ipine geçirirdik, rüzgar bu kağıt parçasını, uçurtmanın bağlı olduğu ip üzerinden yavaş yavaş göklerde süzülen ana gövdeye doğru çıkarır ve uçurtmanın göğsüne yapıştırırdı. İşte o kağıt parçası bizim mektubumuz olurdu. Uçurtmayı uçurtma esnasında mektup göndermek isteyen çocuklar, hazırladıkları mektup kağıtlarını getirir, uçurtmayı uçurana verir ve mektubunun gönderilmesini isterdi, uçurtmanın sahibi de onları kırmaz, onların mektuplarını uçurtmaya gönderirdi. Gerçekten çok zevkli uçurtma günleriydi. Şimdilerde, aynı keyfi ve heyecanı yaşamak çok zor. Bugün uçurtma uçuran çocuklardan kaçı mektup göndermeyi biliyor ki?..
Selam ve dualarımla.
Güzel bir yermiş.İstanbula gidince uğrayacağım yerlerden biri olsun.Emeğinize sağlık...
YanıtlaSil