Zor nefes aldığımız bu dünyada etrafımızda ki olan bitenleri gördükçe çocuklarımın geleceği için çok üzülüyorum. Etrafımda olan bitenlere belki çözüm bulamam ama merhametli çocuklar yetiştirmek benim ve siz annelerin elinde.
Sen bir anne olarak çocuğunla gezerken karşına çıkan savunmasız her hangi bir hayvana tekme ya da taş atıyorsan yanında bulunan çocuğuna hayvan sevgisini aşılayamazsın. Pis o elleme, dokunma mikrop kaparsın ıyyy gibi tepkiler veriyorsan, çocuğuna bir kedinin başını okşamasına izin vermiyorsan çocuk her zaman hayvanları tiksinecek yaratıklar olarak görecektir. Sonra büyüdüğünde köpek asar, kedi keser, tavşan tekmeler, kuşları vurur. Bunları yaparken de zerre kadar vicdanı sızlamaz.
Parkta gezerken sen duyarsızca çiçekleri koparırsan, hiç sağına soluna bakmadan üstüne basar geçersen. Seni böyle gören çocuğun da yıllarca ayaklarının altında ezilen çiçeklerin farkına varmadan büyüyecektir. Çocuğundan bitkileri sevmesini sakın bekleme...
Merdivenlerde elinde bebek arabası ile çıkmak için mücadele eden bir insan görüyor ve çocuğunla birlikte yanından geçip gidiyorsan, aklına yardım etmek dahi gelmiyorsa çocuğundan yardımsever biri olmasını da bekleme.
Markette dilsiz bir insanın kasiyere kendini ifade etmesine çocuğunla birlikte şahit olduğunda çocuğun korkuyorsa ve sen açıklama bile yapmadan "evet gel kaçalım buradan" diyerek çocuğunu alıp arkana bile bakmadan gidiyorsan, yolda yardıma ihtiyacı olan bir engelli insan görüyor ve yanından koşarak uzaklaşıyor isen bunlara şahit olan oğlunun/kızının merhametli çocuklar olmasını lütfen bekleme.
Çocuklar ilginç ama bir o kadarda akıllı varlıklardır. Senin yapma, etme, şöyle ol, böyle ol demeni dinlemezler. Duyduklarını değil, gördüklerini dikkate alıp kaparlar. Yani her yerde duyduğunuz, okuduğunuz "çocuklar sizlerin aynasıdır" cümlesi birebir doğrudur.
Geçen gün Yağız yanıma gelip sınıflarında engelli bir arkadaşlarının olduğunu 2 çocuğun ona ters davrandığını anlattı. Tam ben böyle davranılmamalı diye nutuk atacakken Yağız lafa girdi ve ben bazen teneffüslere çıkmıyor onun yanında konuşmadan oturuyorum belki bir şey isterse gider alırım diye dedi. Takdir etmeye bile gerek duymadan sadece sarıldım. Belki o anlamadı ama ben onun iki cümlesinden çok şey anladım. İnsanlık daha ufacıkken başlıyor. Büyüdükçe masumluğunu kaybediyor insan ama içinde biraz olsun merhamet varsa iyi insan olmak çok da zor değil.
Hiç birimiz dört dörtlük değiliz hatalarımız, günahlarımız da oluyor. Ama içinizde biraz merhamet, biraz vicdan varsa bunu anne karnından itibaren çocuklarınızla paylaşın. Lösemili çocuklara yardım kampanyalarına çocuklarınızla katılın, yolda gördüğünüz yardıma muhtaç herkese çocuklarınızın yardımcı olmasını sağlasın, ayda yılda bir bile olsa yaşadığınız yerde bulunan çocuk esirgemeden ihtiyaç listesi isteyin ve bu ihtiyaç listesindeki alınacakları çocuğunuzla birlikte alın. Küçülen kıyafetlerini, oynamadığı oyuncakları ihtiyacı olan bir çocuğa vermesi için vesile olun.
Dışarı da gördüğünüz engelli bir insanın neden öyle olduğunu, korkmamıza gerek olmadığını gözlerinin içine bakarak anlatın. Yarın bizimde başımıza gelebileceğini doğru cümlelerle ifade edin. Onların bizden farklı olmadığını sadece yardıma ihtiyacı olduklarını bilerek büyüsünler.
Birde hayvanlara şiddet uygulayan çok iyi bir şeymiş gibi bunu kameraya çekip sosyal medya da yayınlayan çocuklar, yetişkinler var. Bir çocuk hayvana eziyet etmekten nasıl zevk alabilir insanın aklı almıyor. Bu çocukların aileleriyle birlikte destek alması gerekiyor. Çünkü hayvanlara işkence etmek normal bir çocuğun veya yetişkinin yapacağı bir şey değil. Ancak ciddi anlamda zihinsel yada ruhsal sorunları olan insanların bu şekilde acımasız olabileceğini uzmanlar her yerde haykırıyor. Ve böyle bir duruma şahit olduğunuzda çocuk bile olsa şikayetçi olmaktan geri kalmayın.
Şiddeti iyi bir şeymiş gibi öğrenerek büyüyen çocuklar da merhamet olmaz. Evladını döverek hastanelik eden anne belki sonradan vicdan azabı çekiyordur ama çocuk o vicdan azabını öğrenmez sadece şiddetin gerekli olduğunu öğrenir. Merhametli çocuklar yetiştirmek için önce bizler içimizde ki merhamet duygusunu uyandırmak zorundayız. Yoksa bugün basında izlediğimiz bu şiddet haberleri gün geçtikçe artmaya devam edecek. Ve bizlerde karşıdan şaşkınlıkla izlemeye devam edeceğiz.
Parkta gezerken sen duyarsızca çiçekleri koparırsan, hiç sağına soluna bakmadan üstüne basar geçersen. Seni böyle gören çocuğun da yıllarca ayaklarının altında ezilen çiçeklerin farkına varmadan büyüyecektir. Çocuğundan bitkileri sevmesini sakın bekleme...
Merdivenlerde elinde bebek arabası ile çıkmak için mücadele eden bir insan görüyor ve çocuğunla birlikte yanından geçip gidiyorsan, aklına yardım etmek dahi gelmiyorsa çocuğundan yardımsever biri olmasını da bekleme.
Markette dilsiz bir insanın kasiyere kendini ifade etmesine çocuğunla birlikte şahit olduğunda çocuğun korkuyorsa ve sen açıklama bile yapmadan "evet gel kaçalım buradan" diyerek çocuğunu alıp arkana bile bakmadan gidiyorsan, yolda yardıma ihtiyacı olan bir engelli insan görüyor ve yanından koşarak uzaklaşıyor isen bunlara şahit olan oğlunun/kızının merhametli çocuklar olmasını lütfen bekleme.
Çocuklar ilginç ama bir o kadarda akıllı varlıklardır. Senin yapma, etme, şöyle ol, böyle ol demeni dinlemezler. Duyduklarını değil, gördüklerini dikkate alıp kaparlar. Yani her yerde duyduğunuz, okuduğunuz "çocuklar sizlerin aynasıdır" cümlesi birebir doğrudur.
Geçen gün Yağız yanıma gelip sınıflarında engelli bir arkadaşlarının olduğunu 2 çocuğun ona ters davrandığını anlattı. Tam ben böyle davranılmamalı diye nutuk atacakken Yağız lafa girdi ve ben bazen teneffüslere çıkmıyor onun yanında konuşmadan oturuyorum belki bir şey isterse gider alırım diye dedi. Takdir etmeye bile gerek duymadan sadece sarıldım. Belki o anlamadı ama ben onun iki cümlesinden çok şey anladım. İnsanlık daha ufacıkken başlıyor. Büyüdükçe masumluğunu kaybediyor insan ama içinde biraz olsun merhamet varsa iyi insan olmak çok da zor değil.
Hiç birimiz dört dörtlük değiliz hatalarımız, günahlarımız da oluyor. Ama içinizde biraz merhamet, biraz vicdan varsa bunu anne karnından itibaren çocuklarınızla paylaşın. Lösemili çocuklara yardım kampanyalarına çocuklarınızla katılın, yolda gördüğünüz yardıma muhtaç herkese çocuklarınızın yardımcı olmasını sağlasın, ayda yılda bir bile olsa yaşadığınız yerde bulunan çocuk esirgemeden ihtiyaç listesi isteyin ve bu ihtiyaç listesindeki alınacakları çocuğunuzla birlikte alın. Küçülen kıyafetlerini, oynamadığı oyuncakları ihtiyacı olan bir çocuğa vermesi için vesile olun.
Dışarı da gördüğünüz engelli bir insanın neden öyle olduğunu, korkmamıza gerek olmadığını gözlerinin içine bakarak anlatın. Yarın bizimde başımıza gelebileceğini doğru cümlelerle ifade edin. Onların bizden farklı olmadığını sadece yardıma ihtiyacı olduklarını bilerek büyüsünler.
Birde hayvanlara şiddet uygulayan çok iyi bir şeymiş gibi bunu kameraya çekip sosyal medya da yayınlayan çocuklar, yetişkinler var. Bir çocuk hayvana eziyet etmekten nasıl zevk alabilir insanın aklı almıyor. Bu çocukların aileleriyle birlikte destek alması gerekiyor. Çünkü hayvanlara işkence etmek normal bir çocuğun veya yetişkinin yapacağı bir şey değil. Ancak ciddi anlamda zihinsel yada ruhsal sorunları olan insanların bu şekilde acımasız olabileceğini uzmanlar her yerde haykırıyor. Ve böyle bir duruma şahit olduğunuzda çocuk bile olsa şikayetçi olmaktan geri kalmayın.
Şiddeti iyi bir şeymiş gibi öğrenerek büyüyen çocuklar da merhamet olmaz. Evladını döverek hastanelik eden anne belki sonradan vicdan azabı çekiyordur ama çocuk o vicdan azabını öğrenmez sadece şiddetin gerekli olduğunu öğrenir. Merhametli çocuklar yetiştirmek için önce bizler içimizde ki merhamet duygusunu uyandırmak zorundayız. Yoksa bugün basında izlediğimiz bu şiddet haberleri gün geçtikçe artmaya devam edecek. Ve bizlerde karşıdan şaşkınlıkla izlemeye devam edeceğiz.
Unutmayalım;
Saygı, sevgi, şiddet, görgü ve ahlak kuralları gibi merhamette evde aileden öğrenilir.
Sevgiler,