31 Ağu 2016

Okul Gündemi

Gergin dönemlerden birindeyim. Ülke gündemi, ev gündemi, tatil derken okulların açılması yaklaştı. Ve beni ciddi bir telaş sardı. İçimden bir ses "amannnn su akar yolunu bulur kasma kendini" dese de anne tarafımda ki endişeli ses hiç susmuyor. Yarın Ela'nın anaokulunda ilk günü olacak. Ya ağlarsa? sanki hiç çocuğumun ağladığını görmemiş gibi telaşlıyım. Ağlaması değil aslında beni düşündüren kısmı susmaması, zor ikna olması. Böyle bir şey de onu okulda tutmamız mümkün değil ve itiraf edeyim ben Ela'nın okula başlamasına da hazır değilim. Tuvalet eğitimi, diş çıkarma, emzik bırakma gibi süreçlerine de hazır değildim yine aynı yerdeyim :) Sanırım büyüyor olması beni korkutuyor. Anneanne ile evde 1 sene daha kalabilir ama artık evde çok sıkılıyor. Yaşıtlarıyla ilişki kurması içinde buna ihtiyacı var. Daha çok kendinden büyüklerle takılıyor bu da yaşından büyük şeyler öğrenmesine sebep oluyor :) Neyse umarım sorunsuz bir okul hayatına geçiş sağlayabiliriz. Yağız 3 ay ağlamıştı Ela ile nasıl olur hiç bir fikrim yok. Yağız'a gelince bu sıra çok düşünceli. Konuşalım mı dedi geçen gün oturduk karşılıklı "ben 5.sınıfa geçmek istemiyorum" dedi. Hazır değilmiş anası kılıklı :)) Yeni...
devamı »

29 Ağu 2016

Alp'in İyilik Bahçesi

Alp'in İyilik Bahçesi kitabı, Çapa'da Alp Şen Doku tipleme laboratuvarına ve onkoloji, hemotoloji çocukların tedavisine destek amacıyla satışa sunulmuştur. 1 kitap alarak umut olmak isterseniz lütfen bana ya da facebook üzerinden Alev Hanım ( Gülen Maskeler) ulaşın.  Kitabın fiyatı 50tl. 20TL si kök hücre bağışı için 30tl si ise lösemili çocuklar için bağışlanıyor. Ben elimden geldiğince çevreme duyuruyorum bir nebze katkımız olursa ne mutlu. Sizden de rica kendiniz almasanız bile etrafınıza mutlaka duyurum. Küçücükte olsa umut umuttur. Sevgiler,...
devamı »

24 Ağu 2016

Biraz HUZUR Dileyelim

fotoğraf: ALİ RIZA ÖZER e aittir.  Her gün bir şeyler yazmak için bloğuma giriyorum ama olmuyor. Ülkemde bu kadar çok çocuk ölürken ve minicik bedenler pislik ellerden zarar görürken ben bu bloğa çocuklarımı yazmaya resmen utanıyorum.  Hayatımda bu kadar zorlandığımı hiç hatırlamıyorum. Neyin tecrübesini yazacaksın Gülşah etrafında çocuklar ölüyor sesi sürekli beynimde yankılanıyor. O dakika bırakıyorum klavyeyi ve kapatıyorum ekranı. Çocuklarımın ajandalarına notlar yazıyorum. Kendimce sağa sola bir şeyler karalıyorum ama bloğa yazamıyorum.  Bol bol kitap okuyorum. Haber okumaktan da kaçmıyorum artık. Çünkü kaçtıkça daha korkarak ve daha endişelenerek yaşadığımı fark ettim. Böyle yaşamak hepimiz için bir yaşam biçimi olacak diye düşünmeden edemiyorum.  Sosyal medyada da herkes çok hırçın bir şey paylaşsan "vay sen haberlere baktın mı da böyle şeyler paylaşıyorsun" diye linç eden tipler var. Bir şey paylaşmayıp sessiz kalsan "ne o tepkini rengini belli etmiyorsun" diyen tipler de var. Hiç birine açıklamaya yapmaya gerek yok. Az insan çokça huzur mantığını bu sıra iyice benimsedim.  Sağda solda da herkesle iletişim kurmaktan da kaçar oldum....
devamı »

19 Ağu 2016

Kitap Seçimleri

Sık kitap okuyabilmek için gerçekten kitap okumayı sevmek gerek. Zorlamayla ya da sadece merakla daimi kitap okumak pek mümkün olmuyor. Ben kitap okumayı severim ama her önüme geleni de mümkün değil okuyamam. Atıyorum bir felsefe kitabı asla okuyamam. Bilim kurgu kitaplarını daha bir gençken okurdum şimdi sıkılıyorum. Aşk romanları, polisiye, kişisel gelişim de bir yere kadar.  Kendimce karar alıp asla okuyamam dediğim bir kaç kitabı kendimi denemek için okumak istedim. En azından denedikten sonra bu türü okuyamıyorum demek benim için daha ikna edici olacaktı. Bu çaba içerisindeyken eşimin kitap fuarında sırf bize özenip aldığı ve hiç elini sürmeden kitaplığıma bıraktığı 2 kitabı fark ettim. Çanakkale savaşlarını anlatıyordu. Hep filmlerden izlediğim Çanakkale savaşlarını okumak nasıl olacak diyerek ilk kitabı okumaya başladım.  Kitabın dili çok akıcı sabah serviste okuyordum ve tüylerim diken diken oluyordu. Hüngür hüngür ağlamak istediği satırlar oldu. Fakat bir taraftan da kitabın ortalarına geldiğimde neden bu zaferler içerisinde Atatürk'ün adı geçmiyor diye düşünmeye başladım. Ve kitap bittiğinde dumur oldum sadece 2 satır yerde Mustafa Kemal yazıyordu...
devamı »

18 Ağu 2016

Çocuklara Duygularını İfade Etmeyi Öğretebilmek

Çocuklara karşı kelimeleri tartarak konuşmaya çalışsam da insanız ve nasıl büyüdüysek öyle davranmaktan kendimizi alamıyoruz. Mesela kullandığım ve her kullandığım da kendime kızdığım "sakın ağlama, ağlayarak sakın yanıma gelme, bebek gibi ağlama vb. cümleler oluyor. Bunu sıkça söylüyorum çocuklarımın başarılı olmalarından önce mutlu bireyler olmalarını istiyorum. Kendilerini önemsesinler, vicdanlarını, merhametlerini hiç bir zaman göz ardı etmesinler. Ve en önemlisi kendilerini çok iyi ifade etmeyi öğrensinler. Yani duygularını daha küçüklükten itibaren karşıma dikilip açıkça anlatabilsinler istiyorum. Bunun içinde anne baba olarak bizlere çok iş düşüyor. Babaları girdikleri kalıptan çıkarmak daha zor olduğu için en önemli görev de her zaman ki gibi biz annelere düşüyor. Yani en azından ben kendimi buna mecbur görüyorum. Tüm bunları düşününce karşımda ağlayan çocuğa "sakın ağlama" demek onun karşıma dikilip duygularını ifade etmesine engel olmaktan, duygularını bana asla söyleme mesajı vermekten başka hiç bir işe yaramıyor. Duygularını önemsemediğimi düşünüp geri gittikleri anlar olmuştur ve ben o an asla fark etmemişimdir. Bu yüzden kendime sürekli telkinde bulunuyorum.  ...
devamı »

12 Ağu 2016

Çocuklara KiTAP Okumayı Sevdirmenin Yolları Nelerdir?

Eminim bir çok anne/baba çocuğunun kitap okumasını çok istiyor. Ama erken yaşta kitapla tanışmayan çocuk ileri ki yıllar da kitapla sizin istediğiniz kadar haşır neşir olmayabiliyor. Çünkü teknoloji kitapların önüne geçmiş durumda. Kitap okumak benim için asla bir hobi olmadı. Kendimi bildim bileli kitap kokusunda huzur buldum. Çocuklarımın da kitapları hobi değil keyif ve bilgilendirme aracı olarak sevmesi ve kabullenmesi için elimden geleni yaptım. Peki ben çocuklarımın kitap okumayı sevmeleri için neler yaptım? ·        *  Doğduktan bir kaç ay sonra bebekler de tutma ve ağzına sokma refleksleri başlıyor. İşte ben 2 çocuğum da da daha o aşamada ilk bez kitapları karşılarına koydum. Yani ilk dokundukları ve dişledikleri obje kitaplar oldu. ·         * Yürümeye başladıkları andan itibaren ara ara kitapçıları birlikte gezdik. Kitapların arasında oynamalarına ve kitapları karıştırmalarına izin verdim. Ve daha o yaşta kitap seçimleri için onlara tercih hakkı verdim. Şöyle ki yaşlarına göre 2-3 kitap seçip hangisini istersin diye sordum ve onların seçtiğini aldım. Şehrimizde ki kitap fuarlarını hiç bir zaman...
devamı »

9 Ağu 2016

Çocuklara (ZORLA) Yüzme Öğretmek

Düşünüyorum da hiç bir zaman suyu, denizi seven biri olmadım. Aksine hep korktum hala yüzerken ayağımı yere basma ihtiyacı duyarım. Yersiz panik olma durumlarım çok sık var. Karşıdan izlemeyi severim huzur verir o ayrı. Denizde korkusuzca yüzen insanlara her zaman özenmişimdir. Denizden babam çıksa yerin diyenlere de hep hayran kalmışımdır. Ben denizde ki tüm canlılardan korkarım ve onları yemeye kıyamam bırakalım onlar suların görünmeyen kısımların da kalsınlar :) ve tabii ben hiç görmeyim. Neden böyle diye çoğu zaman düşünüyorum. Çocukluğumu hatırlıyorum yazlığımız yoktu. Yazın bir kaç sefer Bursa etrafında bulunan denizlere sülalecek günü birlik giderdik. Toplasan bir kaç saat girebildiğimiz denize daha kum ve suyla haşır neşir olamadan aile de ki yüzme öğretmeye can atan aile büyükleri tarafından ne olduğunu anlamadan bir kaç sefer suyun içine sokup çıkarılmışlığım var. Aynı muameleyi gören kardeş ve kuzenlerim de mevcut. Suya sokup çıkarıyorlarsa yine şanslıyız. "biliyormusun eniştem beni denizde derin bir yere attı ve bıraktı bende çırpınıp yüzme öğrendim" diyen arkadaşlarım vardı. Korku filmi izler gibi arkadaşlarımı dinlerdim ya bana da yaparlarsa diye bir sonra...
devamı »

3 Ağu 2016

Çocuklu Annenin Tatil Modu

Ortalar da yokum çünkü 2 çocukla tatil yapmaya çalışıyorum. Daha doğrusu şöyle diyelim çocuklar tatil yapıyor ben ve babada onlara hizmet ediyoruz. Kim kime çocukları kakalarsa ortadan yok oluyor saatler sonraya kalmadan sadece dakikalar sonrasında çocuklar tarafından kaybolan ebeveyn bulunup göreve zorla devam ettiriliyor. Şaka değil valla durum böyle ne kadar paslaşarak bakmaya çalışsakta özellikle Ela babaannemin deyimliyle hükümet adamı gibi kendi bildiğini okuyor ve bize de zorla yaptırıyor. Tatilin 10 günlük kısmını Antalya'da otelde ve bir kaç gününü de çok sevdiğimiz bir ailenin yanında geçirdik. Ama ne düzen kaldı ne söz dinleme. Çocuklara zerre kadar sözüm geçmez oldu. Özellikle Ela eli hep havada isteklerini eliyle masaya vurarak dile getiriyor. Sıkıyorsa yapma bulunduğun ortamda herkese rezil etme gibi becerisi var. Eminim etrafta ki yadırgayan bakışları gördükçe eli ayağına dolaşan benim kadar bir çok anne vardır. Bazen çok umursamıyor olsam da bazı anlar da ciddi anlamda bakışlardan rahatsız oluyorum. Çocuk sesini benim de kafam götürmüyor ama çocuk işte bunda yüzünü gözünü buruşturup pis pis bakacak ne var anlamıyorum :) Kızım bize bakıyorlar bağırma istersen...
devamı »
Bumerang - Yazarkafe