Bu konuda kriter belirlemek kolay olsa da uygulama da sıkıntı olacağı kesin. Çünkü çocuk yetiştirmek ağaç yetiştirmeye benzemiyor. Evet ne ekersen onu biçersin bu doğru ama fidan ağaç olamadan ellerinden kayıp gidebilir. Bu riski iyi hesaplamak gerekir.
Çocuk büyütürken davranışlarından, eğitimine kadar uzunca bir yol oluyor önümüzde ve bu yolda herkesin doğruları birbiri ile hiç uyuşmuyor. Mesela benim ailem benimle cinselliği oturup konuşmadı çünkü hiç öyle sorularım olmadı. Belki merakım vardı fakat aileme sorma cesaretim yoktu. Çünkü onlar anne/baba bizler ise çocuk olmaktan öte gidemedik. Ama bizler çocuklarımızla bunu küçücük yaşlarında konuşuyoruz. Çünkü karşımızda her şeyi sorgulayan bir nesil var. Ve teknoloji çağında olduğumuz için sen sorulara cevap vermesen de çocuk bir şekilde dışarıdan doğru/yanlış öğreniyor. Bu riske girmemek için oturup konuşuyor her şeyi bizzat bizden dinlesin, öğrensin diye çabalıyoruz. Çünkü biz bu nesili çocuk olarak değil birey olarak kabullenerek büyütmeye çalışıyoruz. İsteklerine önem veriyor, fikirlerine saygı duymaya çalışıyoruz. Değerli olduklarını her fırsatta belirtiyoruz.
Diğer tarafta da daha nedenini bilmeden başı kapatılan çocuklar var. Kuran kurslarında kendini savunamayacak yaşta olmalarına rağmen yatılı bırakılan evlatlar var. Çıkan taciz haberlerine göz yumup kabullenen aileler var. Sırf annesi babası istiyor diye zorla imam hatip liselerinde okutulan gençler var. Din eğitimini şeriat ile karıştıran aileleri tarafından herkesin özgürlük alanına müdahale etmeyi kendilerine hak olarak gören çocuklar var. Henüz yoksa da olacak çünkü bu yolda yetiştiriliyorlar. Fikirleri, istekleri aileleri tarafından yok sayılan geçmiş tarihi anne babasının kafa yapısına göre anlatılan bir nesil var. Bu çocuklar ailelerinin himayelerinden kurtuldukları ilk anda hatalar yapmaya müsait olarak büyüyorlar. Biz çocuk büyütürken değerden, saygıdan bahsederken onlar sadece dinden bahsediyorlar. Kafası açık insanları dinsiz olarak çocuklarına anlatarak büyütüyorlar. Yani daha ufacık yaşında çocuklarının içine nefreti aşılıyorlar. Kendin gibi düşünmeyen, kendin gibi yaşamayan herkesten nefret edebilirsin mesajını çocuklarına açık açık veriyorlar.
Bir taraftan bilinçli değer gören bir nesil yetiştirilirken diğer taraftan ailesi tarafından fikirleri önemsenmeyen, kararlarını kendisi alamayan bir nesil yetiştiriliyor.
Eğitim yerlerinde artık herkes özgürce düşüncelerini dile getiremiyor. Çünkü kendi içlerinde iktidar yanlısı ile Atatürk'çü olarak ayrım yapılmış durumda. Atatürk çü olana iş yok hak yok. Ve böyle bir ortamda çocuklarımızı okutmaya, onlara eğitim aldırmaya çalışıyoruz.
Türkiye de eğitim yerlerde PISA sonuçlarına göre de dünya sıralamasında sonlardayız. Hemde 12 yıl öncesi sonuçlardan da kötüyüz. Ne kadar geri gittiğimizi bir düşünün. Neden çünkü eğitimde başka öncelikler çıktı. Arapça arttırılsın, tüm okullar imam hatiplere dönüştürülsün, Atatürk kaldırılsın, tarih kitapları değiştirilsin gibi işlerle uğraşıyoruz.
1.sınıf kitabında yani çocukların eğitimle tanıştıkları ilk yılda karşılarına "küçük gelin" örneğini koymuşlar. Milli eğitim için bunu çocukların ellerine vermekte sorun yok. Çünkü onlar 1.sınıfta Atatürk ile ilgili bilgilerin azaltılmasını tartışıyorlar.
Müfredat değişecekmiş her yıl değişiyor zaten her yıl eğitim sistemi daha kötüye hızla götürülüyor. Bu kadar gerilemeye meraklı bir toplumu her yerde bulamazsınız. Yeni amaçları tarihimizi değiştirmek. Osmanlıyı öne çıkarıp Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırmak. 15 Temmuz darbe girişimi çocuklara okutulacak bunu okuyarak büyüyen çocuklar bu devlet nasıl kandırıldı diye soramayacaklar. FETÖ nasıl bu kadar yayıldı bu devlet nasıl bu derece kandırıldı okuyamayacaklar.
Yalnız bir şeyi unutuyorlar. Biz anne babalar gerekirse tarih kitabı olur çocuklarımıza her şeyi anlatırız. Biz dinimizi de yatılı kurslarda değil anne babamızdan öğrendik. Kuran da ki ayetleri cübbelilerden değil türkçe mealini okuyarak öğrendik. Allah ile aramıza cemaat sokmadan dini görevlerimizi hatim ettik. Bu şekilde de çocuklarımıza öğretmeye devam edeceğiz. Dini araç olarak kullanmamaları gerektiğinin de özellikle altını çizeceğiz. Ben elimden geldiğince Yağız'ın ders kitaplarını onunla birlikte okuyorum konulara göz gezdiriyorum. Bu müfredattan sonra bunu daha sık yapacağım.
Ve en önemlisi evde ki tarih kitap sayınızı arttırın bu gidişle çocuklara bırakabileceğiniz en önemli miras geçmişte yaşanılanların unutulmamasını sağlamak olacak.
Yazımın başlığında ki sorunun cevabına gelince; ben şahsen vicdanlı, merhametli, hak adalet bilen aklı başında bir nesil yetiştirmek istiyorum.
Daha aydınlık bir geleceğe kavuşmak dileği ile...
Sevgiler,
çocuklar için her evde bulunması gereken bir kitap |
Küçük gelin fotosunu ben de dün gördüm biraz canım sıkıldı.O yaştaki çocuklara bunu öğretmek ne kadar doğru :(
YanıtlaSilne gerek var onuda aklım almıyor gerçekten
SilHani demişsen ya, evdeki tarih kitaplarınızı arttırın diye. O cümleyi okuduktan sonra içimden dedim ki, her evde bir NUTUK olsa bile yeter. Ve yazının sonunda görünce de yüzümde bir gülümseme oluştu. Hani bir atasözü vardır: "Güneş girmeyen eve doktor girer." diye. Ben de Atatürk ve ilkeleri giren eve karanlık girmez diyorum.
YanıtlaSilhani okumayı söken çocuklara hediye falan verilir ya aferin mahiyetinde, ben okumayı söken bi çocuk olursa çevremde nutuk hediye ediyorum, çocuklar için özel olanları var :) bir de şu aralar boş anlarımda kitaplıktaki kitapların içeriklerine bakıp "arin de okusun" diye not yazıyorum..
Silya bu eğitim meselesi beni çok geriyor.....
Çocuğum yok olsaydı dinsiz yetiştirirdim. Herhangi bir x dini, y dini, z dini asla aşılamazdım. Ona dilerin tek amacı vardır insanları ayırmak, bölmek, ötekileştirmek, dışlamak derdim. Dünyada en büyük savaşların, en korkunç işkencelerin hep x, y, z dinlerini savunmak isteyen kişilerce yapıldığını da anlatırdım tarihten örnekleriyle. Çocuk dinlerden nefret etsin iyice. Zaten kaç bin yıl sonra din diye bir şey kalmayınca insanlık ortaya çıkacak ve huzur gelecek.
YanıtlaSilTabii dediğin gibi ülkenin kurucusunu, bizi kurtaran liderimizi unutturmak isteyenlere karşın evlerimizde öğreteceğiz. Başka yolu yok. Hatta mümkünse çocuklarımızı okula göndermeyelim. Biz okutalım evde...
Kalemine sağlık Gülşah'cığım aynen katılıyorum yazdıklarına.
Sevgiler:)
dindar olmakla dinci olmayı karıştıran kendi dinini doğru dürüst bilmeyen ve her türlü hurafeye yalana inanan bir nesil yetişiyor eğitim sistemi ile bu kadar çok oynamanın sonucu bu tabi..çok yazık oluyor o çocuklara..
YanıtlaSilAnne-babalar özellikle soran, sorgulayan, merak eden çocuklar yetiştirmek için çaba harcasalar. Taslağı henüz inceleyemedim. Ama mutlaka incelemek istiyorum.Gece bir televizyon programında tartışma vardı. 6 profesör LİSE müfredatından çıkarılan Evrim Teorisini çok yönlü tartıştılar. Çok doyurucu açıklamaların yanında insanı hayretlere düşüren açıklamalar da vardı.
YanıtlaSilGelecek umudumu kaybetmek istemiyorum.
Sevgiler.
Nefret asilayarak cocuk büyütmek en büyük hata olsa gerek. Ama onlar da baska bir yasam tarzi bilmiyorlar. Ülke gittikçe kutuplasiyor böylelikle. Baskalarinin hayatina müdahale edileceginden ben de endise duyuyorum.
YanıtlaSilTam aradığım blogu buldum sanırım, artık takibinizdeyim, bize de bekleriz sevgiler
YanıtlaSilhttp://hedefbodrum.blogspot.com.tr/
Yazınız çok güzel olmuş. Ben dinim güzelliklerini, huzurunu yaşamak istiyorum. yobazlaşmış, çirkinleştirilmiş olmasını da hazmedemiyorum. Hacıya hocaya gerek yok,açarım kitabımı okurum. Çocuklarıma şimdiye kadar yönlendirme de yapmadım. Temel dinimizi bilmesini isterim. Vicdanlı, saygılı, merhametli olmalarını istiyorum ki, öyleler zaten. Umarım bu kirli dünya da zarar görmezler ..
YanıtlaSilSevgiler
Siz hiç merak etmeyin. Bu sistemi de birkaç yıla kalmaz değiştirirler. İçlerinde bir tane haysiyetli adam çıkıp da durun ya biz ne yap(am)ıyoruz deyip de milletten özür dileyip kenara gelmiyor. Şu Japonlardan biraz da haysiyet dersi alsak keşke!
YanıtlaSilO fotografı gordugum gün sinirden agzimi bozdum diyebilirim:(
YanıtlaSilDuru ya tv de uygun bir cizgi film bakarken reklam kusagina denk geldim.
Bir bebek seti reklami doyurma alt acma uyutma ..uyutma olayi da ayri bir olay bebegin besigi cocugun besigine tipki dogimevlerindeki gibi askilaniyor bir minik anne modelini ozellikle islenmesi hosuma gitmedi
Kız cocuklari kendince oyunlar kuruyor zaten abartilmis bu reklama kızdım acikcasi.
Yeni nesili buyuk bir bosffluga itiyorlar maalesef. Sizler gibi degerli annelerin yazilarini. yayinlarini cok onemsiyorum. Sevgiler canım.