
Dün evde bir şeyler ararken kalemlik içinde sarılı bir parça buldum tabii ki 2,5 yıldır gömeriz diye saklayıp bir türlü gömemediğimiz Ela nın düşen göbek bağı!!!
En büyük kararsızlıkları bu göbek bağı meselesinde yaşadık biz. Yağız doğdu eşime dedim al bunu güzelce git Uludağ Üniversitesine gömmmm :) Takım elbise ile gidip çukurmu kazacağım dedi ve yıllarca arabasında gezdirdi artık ortada yok ve gömdüğünden emin değilim 5 yıl yanında gezdirdi sonra atmışta olabilir. Kısmet artık Yağız büyüdüğünde yolunu bulamayan bir gezgin olursa babasının göbek bağına ne yaptığını tahmin ederiz.
Ela'nın göbek bağını ise ben hallederim dedim ama maalesef çöpe atmaya kıyamadım gömmek için vakit bulamadım. Evimizde koleksiyon gibi kurutup saklıyoruz. Bu durumda geleneklerimize göre evine bağlı bir hanım olacak kendisi.
Azimle Oxford a gönderip gömülmesini sağlayanları bile duymuşluğum var :) Ben o kadarını beceremedim.
Bu arada dün hala oldum. Dünyanın en güzel duygusuymuş. Kardeşimin bebeği demek, yeğen demek kendi evladından ayıramamak demekmiş. Yiğit paşamıza Allah analı babalı uzun ömürler nasip etsin. Ela ise tüm hastane evrelerinde yanımızdan...