26 Şub 2016

Kardeş Kavgalarını Anlamaya Çalışmak

Hangimiz ara ara hatta sık sık anlaşılmak istemeyiz ki? Belki sorunlarımı benden başkası çözemez, belki derdime derman olamaz hiç bir cümle ama bazen ufacık da olsa "anlıyorum seni" denmesi ya da "anladım" der gibi bakılması içime su serper. Çocuklarda da bu böyle hele ki kardeş kavgalarında ezilen ya da sopa yiyen tarafa hemen yönelmek yerine bağıran öfkeli olan çocuğa dönüp konuşmak "anlıyorum öfkelisin" yaklamışımı her çocuğa iyi gelecektir. Biz büyükleri bile rahatlatabiliyorsa düşünün çocuklar üzerinde yaratılan etkiyi. Aralarında 7 yaş olmasına rağmen bu sıra evde sürekli çocuklar arasında kavga var. Bir bakıyorum Yağız kardeşiyle güzelce oynuyor ama 10dk geçmiyor Ela nın o tiz çığlık sesi evi inletiyor. Hemen müdahale etmemeye çalışıyorum istiyorum ki sorunlarını kendileri çözsünler fakat dikkat çekmeyi başaramayan Ela bu sefer eline ne geçerse abisine atmaya başlıyor. Ve orada müdahale etmek zorunda kalıyorum. Sorunu bir türlü çözemez hale gelince gizlice oyunlarını takip edeyim dedim. Ve gördüm ki abi oyun başladıktan 5 dk sonra Ela nın elinden en sevdiği oyuncaklarını izinsiz alıyor ve saklıyor Ela bağırmaya başlayınca da Yağız ben bir şey yapmadım ( bu konuyu...
devamı »

24 Şub 2016

Bir Türlü Mutlu Olmayan Çocuklar

Çocuk büyütürken kendime en çok sorduğum soru"acaba mutsuz çocuklar mı yetiştiriyoruz?"oldu. Çünkü küçükken her şeye yüzü gülen çocuk ilkokul itibariyle ne yapsan mutsuz oluyor. Bakıyorum etrafımda Yağız ile aynı yaş grubunda olan bir çok çocukta aynı durum var. Ne yalan söyleyim bu bana teselli oluyor demek ki buda bir süreç diye düşünmemi sağlıyor. Yani panik olmaya gerek yok. Panik değiliz tamam ama o mutsuz ise hepimiz mutsuzuz. Adam bi şeyden memnun olmadıysa ev halkını topluca mutsuzluğa sürüklüyor. Her istediğini alamam diyorsun almazsan alma diyor surat asıyor gidiyor odasını dağıtıyor (yine kendi toplamak zorunda kalıyor) Tablet ile oynama süren bitti diyorum başlıyor karşılık vermeye asla "tamam anne" lafı yok. Yine surat yine kapılara çarpa çarpa odaya gitmeler. Uykusu var belli dayanamaz Yağız uykusuzluğa hadi yat istersen artık diyorum "uykuma da mı karışacaksın diyor" yine bir asi haller, yine bir kendi kendine söylenmeler sonuç yine odaya kapanma. Bazende hiç yanıt vermiyor ben anlatıyorum öyle karşımda tepkisiz duruyor "oğlum cevap versene" tık yok. Çocuğuna vuramayan annelerin kendi saçını başını yolmaları garanti olan bir davranış şekli. Bir yere mi...
devamı »

22 Şub 2016

Yeni Doğan Bebek Hediyesi Seçimi

Yeni doğana ya da taze anneye hediye almak türk örf ve adetleri arasında en sevdiklerimdendir ;) Hastaya, yeni doğum yapana, ev alana, evlenene, sünnet yapana gibi bir sürü hediye alacak mazeretlerimiz vardır. 2 doğum yapmış bir ana olarak bana gelen hediyeleri şöyle bir irdelemek ve yenidoğum yapanlara ne hediye götüreyim acaba diye kara kara düşünenlere fikir vermek amaçlı yazıyorum bu yazıyı. * Öncelikle yeni doğum yapmış birine tulumdu, elbiseydi, pantalondu götürmeyin. Çünkü bebek heyecanı ile anne adayları bunları doğum öncesi hevesle fazla fazla alıyor. Sizin götürdükleriniz ya elinde kalıyor ya da başkasına hediye gidiyor. * Meyve suyu büyük nimet herkes illa eline kapar gelir. Dolaba sığmayacak kadar meyve suyu geldiğini hatırlıyorum. Bunun yerine 2 paket makarna getirin valla daha çok işe yarar kimse yadırgamaz sizi. Sevineceği garanti ;) Kış ayı ise kesinlikle BOZA götürün bol bol süt yapmasına vesile olmuş olursunuz. * 1 paket bez götürün garanti veriyorum taze baba adınızı altın harflerle yazacaktır :) İnanılmaz işe yarayan bir hediye. * Evde kek, kurabiye yapıp götürün. Çok dua alırsınız. Gelen gidene ikramlık yapmak anneanne/babaannelere kalıyor çok sevinirler...
devamı »

18 Şub 2016

#kısacıkruhhali Gün Aymadı

Bir insanın kendi ülkesinde kendini güvende hissetmemesi ne kadar acı değil mi? Bir arkadaşım facebook ta yazmış "kalabalığa gidersen bomba patlar, tenhaya gidersen tecavüz ederler ülkeye bak" doğru söze ne denir bilmiyorum. Dün akşam Ankara nın en işlek caddelerinden birinde patlama meydana geldi. Bilanço ağır. İzlemekten lanetlemekten başka elimizden hiç bir şey gelmiyor. Daha dün çocuklarımızın geleceğinden endişelendiğimi yazarken bugün bunları yazıyorum. Çocuklarımıza bir vatan bırakabilmek için birlik ve beraberlik içinde olmak zorundayız. Devlette yayın yasağı yerine artık daha sağlam önlemler almak zorunda. Bu saldırıyı düzenleyenlerin Suriye li oldukları açıklanmış. Bu konu da hiç yorum yapmayacağım malum hemen ırkçı damgası vurulabiliyor. Ama Suriye nin güvenliğini sağlamaktan bahseden devletten ülkemizin güvenliğini sağlamasını beklememiz anormal bir beklenti olmamalı. Özellikle bu hafta yollarda polislerin gün boyu araçları çevirip arama yaptığını gördük. Sizler de şüpheli gördüğünüz kişi ve araçları mutlaka 155 e ihbar edin. Bu pislikler, bu vatan hainleri her yerdeler. Bu hain saldırı da şehitlerimize Allah tan rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Yaralılara...
devamı »

17 Şub 2016

Çocukla İletişim Kurmak

Bugün haberlerde okudum. Bir anne ortaokula giden kızının 2 yıl önce birinin tacize uğradığını kızının günlüğünü okuduğunda öğrenmiş. Hemen şikayetçi olmuşlar ama taciz edende çocuk olduğu için ve 2 sene öncesi olan bir olay olduğu için çocuk ceza falan almamış. Ceza kısımlarına değinmek istemiyorum ülkemizde ki adalet sistemi bayağı karışık ve zayıf bunu çözebilecek güce maalesef ki sahip değilim. Benim takıldığım kısım aileler çocukların özel hayatını nereye kadar didiklemeli? Şahsen benim annem günlüklerimi falan hiç kurcalamadı kurcalasaydı inanılmaz bozulurdum özel hayat denen şey evet daha o yaşta başlıyor. Ama bizler anne babalarımızla bugün ki gençler gibi açık açık oturup her şeyi konuşamıyorduk. Hoşlandığı birini anneme söylemez oturup günlüğüme yazardım mesela. Biri elimi tuttu falan onu değil konuşmak yazmaya bile çekinir içimde tutardım. Bizim nesilin çoğu da eminim ergenlik dönemlerini böyle geçirmiştir. Yani günlük bizim için bir tabuydu. Yağız da 2.sınıftan beri günlük tutuyor. Kısacık bir şeyler karalıyor. Genelde en mutlu olduğu anları ve istediği kıyafet markalarını yazıyor. Nereden mi biliyorum valla ben annem gibi değilim okuyorum. Tabii şöyle bir...
devamı »

15 Şub 2016

Anne Olduktan Sonra Mutluluk Anlayışı

Anneysen eğer yeri geliyor oturup mutluluk anlayışını bile sorgulaya biliyorsun. Evlenmeden önce mutluluk anlayışım sanki daha sıradandı. Kendimce küçük şeylerden mutlu olabilirdim. Çok çalıştığım bir dersten yüksek not almam bile bütün gün ağzım kulaklarım da gezmeme sebep olurdu içimden bir ses de demezdi ki saf ne seviniyorsun zaten çalıştın da bu notu aldın. O zamanlar iç sesim en mutlu olduğum anlarda asla çıkıp kafamı karıştırmaz mutluluğuma gölge düşürmezdi. Sanırım bu büyüdükçe olan birşey içine şeytan kaçması gibi bir durum oluyor. Masumluk belli bir çağda içindeki melekle birlikte uçup gidiyor. Evlendikten sonra eşimin ağzından çıkacak olan tek bir güzel söz bile en büyük mutluluk kaynağım olmuştu. Hemen belirteyim seni seviyorumu bile söylemeye gerek duymayan seviyorum ki evlendim diyen bir erkekle evliyim. Neyse ki zamanla bunun bir kadın için önemli bir sözcük olduğunu öğrendi.(çok şükür) En azından artık yılda 1-2 kere söylüyor :))) Tesellim ev işlerinde on numaradır bu bana yetiyor :) Neyse konu bu değil şansımı zorlamayayım. Yaptığım yemeğe güzel olmuş denilmesi, sofra toplarken yardım edilmesi gibi sıradan her hareket mutluluk sebebim olarak sıralandı....
devamı »

11 Şub 2016

Köpekler Bale Yapmaz

Köpekler Bale Yapmaz Ela'nın kitaplığından Pearson yayınlarına ait bir kitap. Yağız zamanın da bile gerçekten bu kadar güzel çocuk kitapları yoktu.  Bir kere anlatımı kadar çizimleri de çok güzel. Ben okumadığım zamanlar da Ela çizimlere bakıp hikayeyi az çok anlatabiliyor.  Hikayesi ise şöyle; baleye giden küçük kız çocuğunun bir köpeği var. Fakat bu köpek başka köpeklere benzemiyor sahibi gibi baleyi çok seviyor. Kendini hep balerin olarak hayal ediyor. Küçük kızımız da köpeğini bale derslerine giderken yanında götürmek istiyor ama babası köpekler bale yapmaz diyerek izin vermiyor. Bir bale gösterisine giden sahibinin peşine takılan çılgın köpeğimiz :) gösteride baş balerinin sahneden düşmesi sebebiyle kendini bale kıyafeti ile sahneye atıyor. Herkes köpekler bale yapmaz diye fısıldaşsa da köpeğimiz şahane bir bale gösterisi sunuyor.  Ve tüm izleyiciler köpeği ayakta alkışlıyor. Sonunda babası da dahil herkes isterlerse köpeklerinde bale yapabileceğine ikna oluyorlar. Hikaye boyunca Ela da bale yapıyor :)  Kısaca biz çok sevdik. +3 yaş için uygun gibi görünse de çizimlerinin dikkat çekiliği sayesinde daha küçük çocukların...
devamı »

9 Şub 2016

Barbie Bebeklerinin Hazin Sonu

sadece barbie bebekle oynanmıyor ki!  Bu sıra etrafta çok kez denk gelmişsinizdir. Barbie bebeklerin zayıf ve makyajlı olması çocukların üzerinde kötü etki bırakıyormuş. Barbie bebeğin makyajını temizleyen bir annenin videosunu bile izlemiştim. Kimisi de asla kızıma almam ve oynatmam diye uzun uzun yazılar yazmış. Herkesin fikrine saygım sonsuz ama ben maalesef sadece bir barbie makyajı ya da fiziğiyle çocukların psikolojisinin bozulacağına inanmıyorum. Piyasa balık etli barbie ler çıkmış. Ne yani şimdi çocuklara yiyin spor yapmayın şişmanlık normaldir mesajımı verilecek? Hangimizin çocuğu bir tek barbie bebekle oynuyor ki çocuk bu her çeşit bebeğe ilgi duyuyor ve bu sürekli değişiyor. Mesela bizlerin döneminde barbie bebekler ulaşılması güç hayallerimizi süsleyen ilk sırada ki tek oyuncaktı. Ama şimdi barbilerin önüne çizgi film karakterlerinde ki bebekler geçti. Bir kaç ay önce Elsa bebek tutkunu olan kızım şimdilerde Sofia seviyor. 10 yaşında ki kız çocukların da da bu var. İlla barbie olması gerek diye bir tutkuları yok çünkü önlerinde seçenek çok. Süse makyaja özendiriyormuş. Eee hadi barbie bebek almadın oyuncakçılarda gerçeğe yakın makyaj masaları, makyaj...
devamı »

8 Şub 2016

Kürkçü Dükkanı

1 hafta izinliydim. Hem 15 tatilin son haftasını çocuklarla geçirmek istedim hemde annemde biraz dinlensin diye hesapladım. En çok dinlenen ben oldum demek isterdim ama tabii tahmin edersiniz ki 2 çocukla evde dinlenme falan olmuyor. İzine çıkarken kendime söz vermiştim temizlik, ev işi falan yok kendime ve çocuklara vakit ayıracaktım. Evet temizlik falan yapmadım ama kendime de vakit ayıramadım. İşin garibi çalışırken çocuklarla daha çok oynayıp etkinlik yapan ben çocuklarla da etkinlik yapamadım. Çünkü her gün gezdik. Ela yapışık durumda beni bırakıyor babaya, babayı bırakıyor bana yapışıyor. Tuvalete bile birlikte gidiyoruz. Kendi başına asla oynamıyor. Benimle de oynayınca oyuna doymuyor bende vicdan yapıyorum oyunu bırakamıyorum derken tüm gün böyle geçmeye başlayınca kendimizi gezmelere vurduk. Yalnız şunu fark ettim plan, düzen falan hiç bir şey kalmadı evde olan tüm kadınlar da durum böylemi bilmiyorum ama sabah geç uyanınca her şey geç kalıyor sanki günü hep kaçırıyormuşum gibi hissettim. Kahvaltı edene kadar öğlen oldu öğlen yemeği akşam sütüne kaydı akşam yemeği uzadı derken gece yatış saati geçe kaydığı için kitap okumaya bile vakit bulamadım. Vakitsizlikte...
devamı »

2 Şub 2016

Yeni doğan Alışveriş Rehberi

İlk çocuk da hevesle alınan ve etiketleriyle çekmecelerde kalan kıyafetlerden sonra 2.çocuk da daha tecrübeli bir alışveriş yapmaya çalıştım. Aşağıda yazacaklarım ise doğumdan önce acele edip düşünmeden alınmaması gerekenler olarak diye belirtebilirim. Puset le başlamak istiyorum çünkü genelde 1.çocuk da ilk alınan eşyalardan biri oluyor. Bende oğlum da böyle yaptım ve maalesef Yağız hiçbir zaman pusette gezen bir çocuk olmadı. 2.çocuk da kullanırız diye sakladık maalesef Ela da da o kadar ağır puseti yine kullanamadık ve baston puset alarak daha rahat ettik. Bu yüzden bebek doğduktan sonra bebeğin huysuzluk durumuna göre alınması alınması gerekenler arasına yazabiliriz. Bebek Telsizi bir çok kişi o benim elim ayağım dese de bizde hiç kullanılmadı. Yağız da değil bu ürünü Ela zamanın da aldım. Ama 3+1 evde uyandığın da tizzz çığlıklar atan bir bebeğin sesini balkondan bile duyuyordum 1 yaş itibariyle de hiç uyumadığı için bu ürün hiç kullanılamadan öylece kaldı. Ana kucağı ev için kullanılanı hem Yağız da hem Ela'da uzun süre kullandım. Ela zamanında yok titreşimli, yok müzikli derken çok fonksiyonluları çıkmıştı Ela dan sonra çocuk düşünmediğim için o kadar paralar...
devamı »
Bumerang - Yazarkafe