29 Kas 2016

Kitap Gündemim

Kitap okumayı çok sevdiğimi bir çok yakın arkadaşım ve beni takip edenler bilir. Yılın ilk günlerinde tüm sene için kendime okuma hedefi koyarım. Çünkü hedef koyunca tutturmak için daha bir gaza geliyorum. 2016 için 50 kitap okuma koymuşum. Kışın çok iyi giderken yazın düzen bozuluyor. Ve yıl sonuna doğru hedef tutturma telaşım artıyor. Yani şuan yine öyle bir durumdayım 😊 43 kitap okumuşum yılbaşına kadar 7 kitap daha okumalıyım.  Tabii yıl boyunca okuduğum kitapları nasıl takip ettiğimi merak ediyor olabilirsiniz.  1000kitap.com diye bir site var. Okuduğum her kitabı ve değerlendirmemi bu sitedeki profilime kaydediyorum. Kimler ne okumuş, en çok hangi kitap tavsiye ediliyor gibi bir çok detaya da ulaşabildiğim için bu siteyi seviyorum. Neyse konuyu dağıtmadan son bir haftada 2 kitap okudum ve ikisini de sizlere tavsiye etmek istiyorum. İlki Sarah Jio - Kelebek Adası. Tam bir Sarah Jio hayranıyım. Kitap daha satışa girmeden ön siparişle alanlardanım. Şimdiye kadar tüm kitaplarını okudum ve bu olmamış dediğim hiç bir kitabı olmadı. Kurguları bazen çok basit gelse de yazarın yazdığı kitabı okurken hikayeyi yaşama hissini seviyorum. Akıcı bir...
devamı »

23 Kas 2016

Öğretmenler Günü Hediyeleri

Öğretmenler günü hızla yaklaşırken etrafımda bir çok velinin hediye konuşmalarına şahit olmaya başladım. Kimisine şaşırıyor, kimisine gülüyorum. Şaşırıyorum çünkü; öğretmenimiz çocuğuma inanılmaz iyi ve ilgili davranıyor hediye almazsam kötü davranmaz ama hediye alanlara daha öncelikli ilgi gösterebilir. Yani "çocuğumu dışlayabilir" seçeneğini konuşuyorlar. Şok oluyorum. Bu şekilde düşünüyor iseniz çocuğunuzu emanet ettiğiniz öğretmeninize zerre kadar güveniniz yok demektir. Demek ki öğretmen sizin gözünüzde alacağınız hediyeye göre çocuğunuza eğitim veriyor. Böyle düşünen velilere sahip öğretmenlerin yerinde olmak istemezdim. İşini hakkıyla yapan bir öğretmen için hakaretten öte bir şey bu düşünceler. Gülüyorum çünkü; "sence 50tl lik hediye az mı olur?" diye birbirlerine soruyorlar. Diğeri de cevap veriyor "valla bizim öğretmen 50tl lik hediyeyi hak etmez, diğeri de "aa bizimki daha değerli hediyelere layık" diyorlar. Aslında bu konuda şaşırdığım noktaya geliyor. Yani iyi öğretmen, kötü öğretmen değeri var. Ve bu maalesef böyle özel bir günde para ile ölçülüyor. İki durumla da karşılaştığımda tecrübeli bir veli olarak; "öğretmenlerimizi sadece öğretmenler günü gibi özel...
devamı »

19 Kas 2016

Çocuklarınızın sağlıklı gelişimine tam destek Çocuk Devam Sütü’nde!

Neden Çocuk Devam Sütü? Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir. Neden Pınar Çocuk Devam Sütü? Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz. 1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır. Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş...
devamı »

18 Kas 2016

Sapıklara Evlilik AFFI

Bambaşka bir yazı yayınlayacaktım bugün ama gece yatarken duyduğum haberler cnntürk te izlediğim koca adamın ağzından çıkanlar midemi bulandırdı. Güne yine maalesef bizleri tedirgin edecek bir konu ile başlamak zorunda kaldım. Bu konuyu kimse ile oturup konuşasım yok. Ben 10 yıldır anneyim ve çocuklarım için elimden geleni yapıyorum. Çocuklarım için yaşıyor onların geleceği için çalışıyorum. Her gece yatarken Rabbim karşılarına her zaman iyi insanlar çıkarsın diye dua ediyorum. Çünkü ülkemde her beş çocuktan biri tacize uğruyor. Bunu bilerek yaşamaya alıştık sesimiz birilerini etkilemiyor bile. Çocuklarımızı eğiterek kendimizce önlem alıyoruz. Daha 3 yaşında ki çocuğa kötü dokunuşların eğitimini veriyoruz. Aileden utanılmaz, sır saklanmaz diye anlatıyoruz. Okula giderken iyi derslerden önce yabancılardan uzak dur diye tembihliyoruz. Çünkü artık koskoca adamların ar damarı çatlamış durumda çoluk çocuk umurunda değil, öz kızıymış, kardeşiymiş, kuzeniymiş umurunda değil, daha yürüyemeyen bebekmiş umurunda değil. Kızıyoruz idam gelsin diye bas bas bağırıyoruz. Devlet korusun artık çocuklarımızı diye kampanyalar imzalıyoruz. Durum ne peki? Devletimiz 4000 tecavüzcünün salınması...
devamı »

17 Kas 2016

Evde Kokulu Taş Yapımı

Kokulu taş hayatımıza aniden girdi. Artık bir çok düğün, nişan, doğum günü gibi organizasyonlarda şık sunumlar içerisinde misafirlere en çok kokulu taş hediye ediliyor. Bu işin ticaretini yapan hanımları yürekten kutluyorum. Fakat ev içinde yapacağınız küçük organizasyonlar için sizde evde kokulu taş yapabilirsiniz. Kokulu Taş malzemeleri; * Karıştırma kabı * Karıştırmak için spatula * Kokulu taş tozu * Esans * Boya * Silikon kalıp * Hassas tartı ( dondurma kaşığını ölçü olarak kullanabilirsiniz. 1 kaşık toza yarım kaşık su ilave edebilirsiniz.) Yapımı; Karıştırma kabına tozumuzu ilave edelim. 2 ölçek toz 1 ölçek su koyarak karıştırabiliriz. Topaklanma olmasına izin vermemeliyiz. Karışıma birkaç damla esans ve boya ekleyerek bir dakika içerisinde elimizdeki silikon kalıplara dökelim. Oyalandıkça karışım katılaşmaya başlayacaktır hızlı olmak zorundayız. Şekilli kalıplarımıza döktüğümüz karışım 15-20 dakika içerisinde sertleşip kuruyacaktır. Sonrasında kalıplardan yavaşça önce kenarlarını açtırarak kokulu taşımızı çıkaralım. İlk denemede ölçüleri tutturamayabilirsiniz çok sulu olabilir ya da kalıplara dökene kadar karışım katılaşabilir. Fakat bir kaç denemeden sonra eliniz...
devamı »

16 Kas 2016

Beni Ödülle Cezalandırma

Günlerdir sosyal ağlarda paylaştığım Beni Ödülle Cezalandırma kitabının yorumuna sıra geldi. İnanın neresinden başlayacağımı bilmiyorum. Özgür Bolat yazılarına bloğum da zaten yer veriyorum ve bu kitap ile birlikte yazara olan hayranlığım bin kat daha arttı diyebilirim. Kitabı bitirince geri dönüp sayfalarına tekrar göz gezdirdim ve hemen hemen her satırın altını çizip minik ajandama notlar aldığımı fark ettim. Resmen mini bir Özgür Bolat kitabı çıktı ortaya 😍 Kitabı beğenmemde ki en büyük etken ödül ile ilgili aynı şeyleri düşünüyor olmamdan kaynaklı. Özellikle karne hediyesi, yüksek not hediyesi, ödev hediyesi, yemek yeme hediyesi hepsine karşıyım Yağız da çoğunu uyguladım fakat Ela da okul dönemi için demiyorum ama yemek yeme kısmı için, yada uyuması için ödül işine kalkışmış olabilirim. Bazen insan bildiklerini unutuyor yada çocuktan dolayı uygulayamıyor. Kitap sayesinde kendimi geldim bildiklerimi hatırlattı bana diyebilirim. Kitaptan bazı alıntılar yapmak istiyorum; Ödül vererek bir çocuğu motive edebilirsiniz. Çocuk o işi yapar, hatta heyecanla yapar ama ödül vermeyi bırakınca, çocukta o işi yapmayı bırakır. "Çocuğa," Ödevini yaparsan bilgisayar oynayabilirsin"...
devamı »

Aktivite Kutuları

Aktivite kutuları özellikle 3 yaş itibariyle annelerin kurtarıcısı olan etkinliklerin bir kutu içerisine toplanmış halidir. Bizim tercihimiz Pakolino Aktivite Kutuları oldu. 12 aylık üyeliğimizin olduğunu bilen çocuklar her ay merakla bu kutuların eve gelmesini bekliyorlar. Pakolino kutularının içerisinde etkinlikler ayın temasına göre belirleniyor ve 3 ayrı kese kağıdı içerisine etkinlik malzemeleri konuluyor. Genelde her gün bir etkinliği yapıyor olsak da eğer kutu elimize hafta sonu geçmiş ise oturup 3 etkinliği de arka arkaya yapıyorlar. Pakolino kutularının en sevdiğim yanı ise; 3-7 yaş aralığı diye belirtmiş olsalar da 10 yaşındaki Yağız'ın ve benimde ilgimi çekebilecek etkinliklere yer veriyor olmaları. Böyle olunca kimse sıkılmadan oturup Ela ile bu etkinlikleri çok rahat yapabiliyor. Önceleri zorlanan Ela bile zamanla el becerisi kazandı ve tüm etkinlikleri kimseden yardım almadan yapmaya başladı. Ela kreşe gidiyor tüm gün orada etkinlik yapıyor diye evde etkinliklerimiz bitmedi. Çünkü küçük hanım sıkılıyor. Bu sefer eline makası ve boya kalemlerini alıp gündüz okulda öğrendiği ne varsa evde eşyalara zarar verecek şekilde uygulamaya çalışıyor. Terzi yamağı...
devamı »

11 Kas 2016

Özgüven ve Şımarıklık Arasındaki Farkı Anlayabilmek

fotoğraf alıntıdır. Özgüven; insanın kendisi ve çevresiyle barışık olması, olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olması demektir. Özgüven tüm bireylerin ihtiyaç duyduğu, yaşamda sorunların ve sorumlulukların daha kolay üstesinden gelmesini sağlayacak bir duygudur. Şımarıklık ise; her durumda ve her şartta kendisinin ve isteklerinin ön planda olmasını isteyen, isteklerini ertelemeyi ve beklemeyi bilmeyen, karşısındaki insanların isteklerine saygı göstermeyi öğrenememiş, bulunduğu ortamda bütün ilgiyi üzerine toplamaya çalışan, mızmızlanan, mutsuz, zaman zaman agresif, sadece kendi dediklerini yaptırmaya çalışan ısrarcı davranışlara şımarıklık denilebilir. Sadece çocuklarda var olduğu sanılan bir duygudur fakat insanlarda da bol bol bu tavırları görmek mümkündür :) Özgüven ve şımarıklık arasında çok ince bir çizgi var. Ve bu sık sık karıştırılıyor. Gittiği her ortamda insanları rahatsız eden, dur yapmadan anlamayan, saygısızca davranan çocuk özgüvenli değil şımarıktır. Tüm bunlara ek olarak ukala ukala garsonlara konuşan, gittiği her yere her ortama bahane bulan, düşünmeden hareket eden yetişkinde şımarıktır. Şımarıklık daha küçük yaşlarda desteklenmez ise kalıcı olmaz....
devamı »

10 Kas 2016

Gururla Anıyoruz

ATAM, Tüm işgallere aldırmadın, Ağlamadın, sızlamadın, Titremedin, korkmadın, Üşenmedin, bıkmadın, Ruhunu ve ülkeni satmadın, KANDIRILMADIN Koca bir CUMHURİYET bıraktın Bugün sayende kadının adı var. Bugün senin sayende camilerimizde ezan sesi var. Bugün ülkesini satan vatan hainleri de dahil hepimiz sana çok şey borçluyuz. Hakkın ödenmez. Kim ne derse desin, Eserlerinin, fikirlerinin, ilkelerinin savunucusuyuz. Dini kullanıp sana saldıranlara inat senin yolunda evlatlar yetiştirmeye devam edeceğiz. Mekanın cennet olsun. SAYGI, ÖZLEM VE GURURLA ANIYORUZ. Ela'nın okulda ezberlediği 10 Kasım şarkısını da yükledim. 4 yaşında ki çocuğun bile Atatürk heyecanı bambaşka. ...
devamı »

9 Kas 2016

Outdoor Güneş Gözlüğü Modelleri ile Dinamik Bir İmaj Çizin!

Günümüzde sportif ekipmanlar arasında sıklıkla tercih edilen outdoor güneş gözlükleri, farklı materyallerden üretiliyor. Gerek kış gerekse yaz sporları için model alternatifine sahip olan gözlükler, göz sağlığına karşılık pek çok fonksiyonel özelliklerle donatılıyor. Genellikle minimalist tasarıma sahip olan outdoor güneş gözlüğü modelleri arasında zevke uygun seçimler yapabilmek mümkün oluyor.  Görüş Kalitesi Sunan Outdoor Güneş Gözlük Modelleri Atasun Optik'de Her zevke uygun model seçeneğine sahip olan Atasun Optik, kullanıcılarını 7 Kasımdan itibaren outdoor koleksiyonu ile buluşturuyor. Bisikletten koşuya, avdan kayağa kadar daha pek çok spor dalına özgü modelin yer aldığı koleksiyonda siz de kendinize uygun gözlük çeşidini bulabilme şansı elde edebileceksiniz.  Outdoor koleksiyonunda yer alan gözlük modelleri, cam kalitesine ve renk türlerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Yüzünüzde sportif bir duruş yaratan yalın tasarımlı modellerin cam kalitesi 0'dan dörde kadar sınıflandırılıyor. 3 ve 4 numaralı olan gözlük türleri ışığı bloke ettiği için dağcılık ve avcılık gibi sportif aktivitelerde tercih edilebiliyor. Fotokromik cam kalitesine...
devamı »

8 Kas 2016

YETİŞEMEMEK Hissi

Geçen gün bir arkadaşım sordu; "gerçekten her şeye nasıl yetişiyorsun?" Bir gün sonrada bir takipçim bana özelden yazmış "ben tek çocukla ev hanımı olmama rağmen yetişemiyorum merak ediyorum siz nasıl yetişiyorsunuz" demiş. Ve bugün bir mail aldım hiçbir şeye yetişemiyorum başlığı altında bir annenin isyanı diyebilirim. Ve sonuna eklemiş siz nasıl yetişiyorsunuz? Yetişememek ya da yetişmeye çalışmak özellikle kadınlar arasında psikolojik bir sorun gibi algılanmaya başlandı. Kendi adıma şöyle söyleyeyim; karşıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama konu sadece yetişmek ise bende sizler gibi hiçbir şeye yetişemiyorum. Daha doğrusu yetiştirmeye de çalışmıyorum. Evin dağınık, mutfağım bal dök yala kıvamında değil. Dolaplarımın içi öyle renklerine, modellerine göre ayrılmış derli toplu değil. Koridorda yürürken her an ayağınız bir oyuncağa takılabilir. Salona oyuncak getirilmemeli kuralına uyan çocuklarım yok. Getirdikleri gibi toplamak onların görevi o ayrı dağınık bırakıp yattılar ise arkalarından ben toplamam sonraki gün kalktıklarında mecbur kendileri toplar. Çat kapı biri gelir korkum yok gelirse de göreceği manzarayı yadırgamayan insanlar var etrafımda. (en azından ben öyle...
devamı »

7 Kas 2016

Ayıp OLUR

Küçükken sokakta oynamak varken eve girip karnımı doyurmaktan nefret ederdim. Elime ver işte arkadaşlarımın yanında yiyebilirim dediğim her anda annemin cevabı her zaman "ayıp olur gel evde ye" olurdu. Ya da hepimizin annesi birer tepsi hazırlar sokakta o zamanlar adı sefa kurmak olan piknik olayını gerçekleştirirdik. Hiçbir arkadaşıma ayıp olmaz birlikte yerdik. Annemde rahat ederdi. Çocukta olsan biri seni dövse bile senin ona vurman AYIP OLUR du. Bence o zamanlar "ayıp olur" kelimesi büyüklerimiz için çocuk eğitiminde en önemli görgü kuralı gibiydi. Eve gelen misafirin yanında öyle yapılmaz "ayıp olur" Babanın yanında öyle oturulmaz"ayıp olur" Elindekini gören kişiyle paylaşmazsan"ayıp olur" Ayşe'yi eve davet ettiysen Fatma' yı da et yoksa "ayıp olur" Ali'ye elimdekinden verdin Veli'ye vermezsen "ayıp olur" Öyle konuşma "ayıp olur" Hele kardeşe vurmak çooook ayıp olur :) O zamanlar çok sıkılırdım bu ayıp olur cümlesinden çünkü küçücükken bile sırf başkalarına ayıp olmasın diye ince düşünüp hareket etmek zorunda kalırdım. Görevim-miş gibi... Hatırlıyorum çok sevdiğim bir kabarık elbisem vardı. Bir akrabamın kızı da o elbisemi çok severdi her giydiğimde bana hayran...
devamı »

4 Kas 2016

Neotempo’dan Güzel Bir Sürpriz Susan Miller Aylık Burç Yorumları

 İnternette sörf yaparak yeni siteler keşfetmeye bayılıyorum. Düzenli olarak takip ettiğim sitelerin yanı sıra yenileriyle tanışmak ve kaliteli içerikler okumak çok hoşuma gidiyor. Hele bir de sitenin içerisinde zevkime uygun çok sayıda kategori bulunuyorsa kısa sürede favorilerim arasında yer alıyor. Neotempo bu alanda en son keşfim oldu. İçerisinde haberlerden fotoğraflara, testlerden popüler içeriklere kadar çok sayıda kategori bulunuyor. Ancak tam bir astroloji bağımlısı olarak sitenin beni tam anlamıyla kendine bağlayan tarafı kesinlikle burç yorumları bölümü oldu.  Neotempo’nun burç bölümünde beni en çok mutlu eden taraf burada Susan Miller tarafından yapılan aylık burç yorumlarının bulunması oldu. Astrolojiye ilgi duyan herkes bilir ki Susan Miller burç yorumları alanının bir numaralı ismidir. Hatta kendisine ait bir akıllı telefon ve tablet uygulaması bile bulunur. Ancak tabii ki kendisinin burç yorumları İngilizcedir. Size de aylık burç yorumlarınızın çevirisini yapmak kalır. İşte Neotempo’nun burçlar kategorisi aylık burç yorumlarına bakmadan rahat edemeyen benim hayatımı kolaylaştırdı.  Neotempo’da Susan Miller’ın 2016 Temmuz ayından...
devamı »

3 Kas 2016

BELKİ...

Sabah çantam elimde koştur koştur evden çıkıp asansörde montumu zorla giymeye çalışırken "bu koşturma ne kadar sürecek daha" diye düşünmeden edemedim. Her sabah koşturma içinde çocukları hazırla, kendin hazırlan, servise koştur işe git insanlara laf anlat. Akşam eve dön yine koştur koştur sofranı hazırla, çocuklarla ilgilen, az buçuk ev topla, sonraki günün yemeğini hesapla ve git yat. 1 sayfa kitap okuyabilirsem benim için büyük ödül. Ay başında maaş alırken "bak koşturdun o kadar ama boşa değil" diyorum ama 1 gün sonra borçlar, ödemeler derken hesap boşalınca daha ayın 2.günü ne oldu senin koşturmalarına diye kendimi sorgulamama engel olamıyorum. Hop her şey en başa dönüyor. Çocuklar ayrı koşturuyor bizler ayrı koşturuyoruz. Biz onların gelecekleri için uğraşıyoruz, onlar ise gelecekte ne halt olacağı belli olmayan ülkemde iyi yerlere gelmek için koşturuyor. Bu kadar emek, bu kadar yıpranma, bu kadar stres insanlarda depresyon yaratıyor. Sağlıklı bireyler olmamızı engelliyor. Ve her gün her karesi tekrarlanan rutin hayat çoğumuzu zamanla mutsuzluğa sürüklüyor. Bunu biliyoruz ama maalesef engel olamıyoruz. Sebebi sorumluluklarımız... Bizler kadar evdeki çocukların...
devamı »
Bumerang - Yazarkafe