Her evde ödev konusu artık başlamıştır. Kimi ebeveyn kendini şanslı görür çünkü az ödev veren öğretmeni vardır, kimisi kendini şanssız görür çünkü çocuğu çok
ödev veren bir öğretmene denk gelmiştir.
İşin aslı
ödevin çocuğun sorumluluğu olduğunu kabul etmekle başlıyor.
İlkokul 1. sınıfta çocuğun adapte olması açıdan bir çok anne/baba ödev boyunca çocuğunun başında kontrol amaçlı durabiliyor. Fakat bu daha sonraları kontrol amaçlı değil, çocuğun hatalarını düzeltme amaçlı oluyor işte oradan sonra ödev çocuğun değil anne/babanın olmuş oluyor.
Oyun çocuklarının masa başında uzun süre kalması beklenmemeli. Burada en büyük görev öğretmenlere düşüyor. Ödevin gerekliliğine inanıyorum ama küçücük çocuklardan boyundan büyük ödevler yapmalarının beklenmesini anlamıyorum. El yazısının zorluğunu da eklersek sayfalarca verilen ödeler maalesef çocukları ödev yapmaktan soğutuyor.
Ödev çok olunca da çocuklarına kıyamayan anne/babalar anında devreye giriyor ve iyilik yaptıklarını sanarak çocuklarına bolca yardım ediyorlar.
Ödevlerin çok ya da az olması tartışmak ve sonuçlandırmak mümkün değil ama bizlerin çocuklarımızın ödev ile arasında ki yerini iyi belirlememiz gerekmektedir. Çünkü
ödev sadece okul ve çocuk arasında ki süreçtir.
Ödev konusunda anne/baba olarak ne yapmalıyız?
* Sık sık ödevi hatırlatmamak gerekli. Ödevini yapmadığında öğretmeniyle kendisi yüz yüze gelecek bırakın bu gerçekle kendisi mücadele etsin.
* Yanlışları düzeltmekten vazgeçin ki öğretmeni ödev kontrolü yaptığında yanlış yapılan yerleri görsün böylece çocuğunuzun konuyu anlamadığını kendi gözüyle görmüş olur.
* Sürekli kötü yazıyorsun diyerek yazdıklarını silmesini istemeyin. Bir önce ki satırda daha güzel yazdın eminim sonraki yazıların daha iyi olacak diye motive edin. Ayrıca unutmayın her yetişkin güzel yazamadığı gibi her çocuk da düzgün yazamayabilir. Bu biraz el becerisi ile alakalı.
* Ödev boyunca çocuğunuzun başında oturursanız ödevin sadece anne/baba ile yapılması gerektiğini öğrenecektir. İlk seneler yanında müdahale etmeden oturabilirsiniz destek istediğinde yardımcı olursunuz ama sınırı iyi belirlemek gerekli.
* Gün içinde öğretmeni dinlemeyen çocuğunuzun ödevlerinin peşinden koşmak size düşmez gece boyunca arkadaşlarından tek tek ödev toplayan anneleri biliyorum. Bu çocuğu hazıra alıştırmaktan başka işe yaramaz. Yine söylüyorum bırakın öğretmeni ile kendisi yüz yüze gelsin.
* Etüd merkezine gönderiyorsanız sınıf öğretmenine (ilkokul için) mutlaka haber verin. Ödevi anlayarak kendimi yapıyor yoksa etüd mü hazır önüne sunuyor bunu en iyi sınıf öğretmeni anlar. Bu konu başımıza geldi ve öğretmeni etüd merkezine göndermemizi istedi. Yani takip önemli.
* Azarlamak, bağırmak, nasihat vermek ya da ödül sistemi ile ödev yaptırmak gelecekte işinizi daha da zorlaştıracaktır.
* Sizden yardım istediği konu dışında müdahale etmeyin. Şöyle örnek vereyim; Yağız matematikten anlamadığı yerleri bazen babasına soruyordu eşimde detaylı anlatıyor Yağız anlamayınca sesler yükseliyor geriliyorlardı. Biz daha öğretmenine bu durumu anlatmadan öğretmeni müdahale etti "lütfen evde anlamadığı konuları siz anlatmayın bırakın Yağız gelip bana sorsun ben anlatırım" :) dedi. Yani eşimin anlattığı doğru fakat izlediği yol yanlış olduğu için Yağız'ın bildikleri bile birbirine karışmış. Neyse ki çözdük tabii öğretmenimize ne kadar teşekkür etsek az.
* Takdir, teşekkür gibi belgeler alması gerektiğini her ödev yapışında kafasına kakmayın. Yıl ortasında kötü gelen sınav notları için hemen sitem etmeye, motivasyon bozmaya gerek yok.
* Hafta içi çocukların uyku saatleri de göz önüne alınarak misafir ağırlama konusunda çözüm bulunmalı. Geç saatlere kalan ödevler çocuğun uykusu gelmesinden dolayı etkili bir şekilde yapılamayacaktır. Yani planlarımızı çocuklarımızın rutinlerine göre yapmak en büyük görevimiz.
Ben henüz çocuğu 5.sınıfa giden bir veliyim. Şuana kadar ödev sorunumuz olmadı. Bilinçli bir öğretmene denk gelmiş olmamızın da bunda etkisi çok fazla. Öğretmeninden memnun olmasaydım da değiştirmek için elimden geleni yapardım. Çünkü okuldan çok öğretmenin önemine inananlardanım.
Yağız'a gelince sağ olsun ödev konusunda en başından beri sorumluluğunun farkında hareket etti. Sıkılıp oturmadığı zamanlarda da onu zorlamadık ama öğretmenine mahçup olma çekingesi yüzünden ödevlerini fazlasıyla önemseyerek yaptı. Bizden destek istedi ama anlamadığı zamanlarda da tamam anlatmayın ben anlamıyorum öğretmenime soracağım diyerek yanımızdan çekip gitti. Yeri geldi acaba kendi hallediyor diye çok mu ilgisiz kalıyoruz diye şüpheye de düştük. Fakat yıl sonu karne sonuçlarını gördükçe şüphelerimiz yok oldu. Tabii artık 5. sınıf olduğundan eğitim sisteminin yarış atı dönemleri hızlıca başladı. Dahi çocuk olmasını asla beklemiyorum il birincisi, ülke ikincisi gibi sıralamalarda umurumda değil. Gerçekçi olmak gerekirse tabii ki başarısız olmasını da istemem ama mutlu olması benim için başarıdan her zaman önce geliyor.
Bunlar bugüne kadar yaşananlar tecrübelerimiz büyüdükçe ergenlik boyutu devreye girecek, belki de aklı beş karış havada olacağı günler olacak o zaman daha farklı düşüncelerim ya da yaklaşımlarım olabilir. Şimdilik
ödev bizim evde sorun değil. Çocukların yapısı da bu konuda çok önemli mesela Ela da neler göreceğiz bilemiyorum :)
""Ödevler konusunda en önemli şey çocuğun motivasyonudur.
Aldığı notlardan çok çabasına odaklanır, çabasını takdir ederseniz, çocuğun motivasyonunu artırırsınız. Özellikle motivasyon sorunu olan öğrencilerde çocuğun öğretmenle ilişkisi çok önemlidir. Öğrenci sevdiği öğretmenin dersini her zaman daha iyi çalışır. Çocukla pozitif ilişki kuran ufak başarılarını gören övgüyü daha çok kullanan öğretmen ve anne baba çocuğun kendine güvenmesini okulu sevmesini ödevlerini elinden geldiğince yapmasını sağlayacaktır.
Ödev yapma konusunda sıkıntıyla çocuk psikiyatrisine başvuran çocuklarda çocuğun öğrenme sitilinin saptanması ve buna yönelik bir proğram hazırlanması bu konuda doktor öğretmen ve aile işbirliği önemlidir.
Dr. Deniz Tirit Karaca// Çocuk ve Ergen Psikiyatristi.""
Sevgiler,