31 Tem 2017

Sağlıklı Bir Pizza Tarifi İle Özgürleşin


Pizza denildiğinde aklınıza yüksek kalorili ve anca uzaktan bakabildiğiniz bir lezzet geliyorsa, demekki doğru tarifle henüz tanışmamışsınız. Pizza tarifleri arasında belki de en sağlıklısı olan brokolili pizza tarifi sayesinde pizza ile sağlıklı beslenmiş olacaksınız. Çocuklarınıza brokoliyi sevdirmek için de harika bir yöntem olan bu tarif ve diğer muhteşem pizza tarifleri için Lezzet.com adresine girmeniz yeterli olacak. Tarifleri lezzetten, lezzeti elinizden alacak olan bu muhteşem tarifler ile artık hiçbir misafire hazırlıksız yakalanmayacaksınız.

Brokolili Ve Izgara Tavuk Etli Pizza Tarifi

Malzemeler:

Hamuru İçin:

     1 paket instant maya
     1 çay bardağı ılık süt
     3 su bardağı un
     1 tatlı kaşığı toz şeker
     Yarım çay kaşığı kadar tuz
     Yeterince ılık su
     ¼ su bardağı kadar zeytinyağı
Üzeri İçin:
     1 yemek kaşığı kadar domates püresi
     2 yemek kaşığı kadar zeytinyağı
     1 çay kaşığı kuru fesleğen
     300 gram brokoli
     250 gram tavuk göğsü eti
     1 tatlı kaşığı kadar tereyağı
     Karabiber
     Tuz
     1 su bardağı kadar rendelenmiş mozzarella peyniri
     7 adet kurutulmuş domates
Yapılışı:
     Hamurunu hazırlamak için unu derin bir kap içerisine eleyin. Ortasını açarak, instant mayayı, tuzu, toz şekeri, zeytinyağını ve sütü ekleyin.
     Ilık suyu yavaşça ekleyerek yoğurmaya başladığınız hamurunuzu, ele yapışmayan, kulak memesi kıvamına gelene dek yoğurun. Üzerini nemli bir bez ile örttükten sonra mayalanması için bir kenarda bırakın.
     Üzeri için domates püresi ve zeytinyağını bir kâse içerisinde çırpın. Ardından fesleğeni de ekleyerek karıştırın.
     Brokoliyi buharda hafif diri kalacak şekilde haşladıktan sonra soğuk sudan geçirin
     Tavuğun göğüs kısmından seçtiğiniz eti haşlayın ve iri jülyen parçalar halinde kesin.
     Izgara tava içerisinde tereyağı, tuz ve baharatlar yardımı ile tatlandırarak soteleyin
     Mayalanan hamuru hafifçe unladığınız tezgâhın üzerine alın ve bir merdane yardımı ile ince bir şekilde açın
     Üzerine domates sosu sürün
     Önceden ısıtmış olduğunuz 180 derece fırında hafif bir şekilde kızarana kadar pişirin
     Fırından çıkarttıktan sonra önceden ısıttığınız tost makinesinin arasına alın ve 10 dakika, ızgaranın izleri çıkana kadar bastırın
     Rendelenmiş mozzarella peynirinin bir kısmını üzerine serpin.
     Haşlamış olduğunuz brokoliyi, tavuk etlerini ve ince bir şekilde doğradığınız kuru domatesleri üzerine yayın.
     Rendelemiş olduğunuz kalan mozzarella peynirini de üzerine serpin.

     Pizzanızı tekrar fırın alın ve ızgara kısmı ile sadece üzerindeki peynirler eriyinceye kadar bekletin. Afiyet olsun. 
devamı »

26 Tem 2017

ŞIMARIK Çocuk Yetiştirmek


Hiç bir çocuk şımarık doğmaz ve şımarıklık genetik bir huy değildir. Şımarıklık anne babaların tutumu ile oluşan bir huy biçimidir. Bunu hepimiz umarım kabul ediyoruzdur.

Çocuğum çok şımarık ve ona nasıl davranacağımı bilmiyorum diye google araştırma yapan ebeveynler değişime ilk önce kendilerinden ve etrafında ki büyüklerden başlamalıdırlar. Bu konuda uzman olmaya gerek yok biraz çocuklarımıza gösterdiğimiz tavizin sınırlarını koysak tüm sorun kökten çözülecektir.

Bu durum bizde de var özellikle Ela kimin yanında ne şekilde davranacağını, kimin yanında nasıl söz geçireceğini çok iyi biliyor. Çünkü babası ona karşı kayıtsız kalamıyor. Evet hareketlerine kızıyor ama gönlü olsun diye de her dediğini yaptığı anda farkında olmadan Ela ya zarar veriyor. Şımarmaya çok müsait bir kızım olduğu gerçeğini kabul ediyorum. Israrla da babasının davranışlarına müdahale ediyorum. Çünkü sonunda kendisine ve etrafına bıkkınlık veren şımarık bireylerden olmasına göz yummak istemiyorum.

Geçen gün yol üzerinde Ela ile bir parkın önünden geçerken sallanmak istediğini söyledi süre anlaşması yaparak salıncağına binmesine izin verdim. Yan salıncakta hiç abartmıyorum 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu annesi tarafından sallanıyor ve 2dk da bir annesi salıncağı durdurarak çocuğun ağzına fındık, fıstık gibi şeyler tıkıyor tekrar sallamaya devam ediyordu. Ve her dakika ağzındaki bitti mi kızım sorusunu hiç ihmal etmedi. Yanlış anlaşılmasın çocuk istemiyor bu davranışı anne ısrarla yapıyor çocuğun o an sallanmaktan başta bir derdi yok. Annesi salıncağı her durdurduğunda çocuk zaten isyan ediyor. Ela ile birlikte bu durumu 10dk nefessiz izledik Ela'nın benim gibi hayretle izlediğini çok sonra fark ettim :) Ela salıncağı durdurdu ve kulağıma anne o abla sakat mı dedi çocuk bu kadar ağzına beslenen koca kızı görünce normal olarak bir afalladı. Ben güzelce açıklama yaptım ve parktan ayrıldık. Dönüşte parkın önünden geçerken aynı kız çocuğun parktan gitmek istemediği için kendini yerden yere attığını anne ve babasının da onu ikna etmek için türlü şaklabanlıklar yaptığına yine Ela ile birlikte şahit olduk. Muhtemelen çocuk her dediğini de bu şekilde yaptırmaya fazlasıyla alışmıştır. Hatta Ela bile dayanamayıp "annesini çok üzüyor bunlar kötü davranışlar" diye yorum yaptı. (Kendi hep iyi davranışlarda bulunur :)) ) Tam parkın sonuna geldiğimizde kadının bıktım artık bu kızın şımarıklıklarından dediğine şahit oldum. Şimdi burada suçlu olan anne mi? çocuk mu? siz söyleyin. Ve bu durumu değerlendirmek için bile okuyup psikolog olmanıza gerek yok.

Bu çocuk ileride sapına kadar şımarık, kaprisli, sınır tanımayan, bencil bir insan olacak ve bunun tek sorumlusu ona bu davranışları öğreten anne/babası olacaktır.

Çocukların yaşına göre kural ve sınır koymayı öğrenmekten başka şansımız yok.

Geçen hafta Ela ve babası markete gitti. Eve döndüklerinde eşim isyan ediyordu. Tam ödemeyi yapmış kapıdan çıkarken Ela nın elinde sakız görmüş parası ödenmediği içinde bırakmasını söylemiş tabii Ela bırakmamış ve arıza çıkarmış. Yanında nakit olmayan eşimde elinde ki poşetleri olduğu yere bırakıp koşa koşa arabadan bozuk para alıp sakızın parasını ödemiş. Şimdi sorarım size bu çocuk babaya nasıl söz geçirmesin :) Ben olsam o sakızı asla almaz parasını da ödemeden kasadan geçtiği için görevliden özür diletirdim. Benimle markete gittiğinde hiç böyle sorun olmuyor neyi alıp neyi alamayacağını gayet iyi biliyor. Arada şansını denese de ısrarla almadığımdan dolayı çok uzatamıyor. Çünkü sınırlarım ve kurallarım net. Tabii ki benimde kontrol edemediğim davranışlarım oluyor fakat bu konu da elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

Söz dinlemiyor napayım diye bir şey yok. Her dediğini yaptığımız da da hiç bir evlat dünyanın en mutlusu olmuyor aksine daha fazla istekleri gün yüzüne çıkıyor ve doyumsuz birer çocuk oluyorlar. Buraya kadar şımarık bir çocuk yetiştirmemek için elimden geleni yaptığımı okudunuz.

Tüm bunlara rağmen Ela çok sevildiğini hissettiği dışarıda ki insanlara karşı anında bebek gibi konuşuyor ve şımarık şımarık hareketlerde bulunuyor işte benim en delirdiğim anlar o anlar oluyor. Başkalarının yanında ona ulaşıp yaptığının yanlış olduğunu anlatamıyorum. Çünkü elinden geldiği kadar benden kaçıyor ve sevildiği kişiye yapışıyor. Umarım bu da bir dönemdir diyorum. Çünkü bu bebekleşme hali hiç sevimli olmuyor.

Kıssadan hisse; siz siz olun sapına kadar şımarık çocuk yetiştirmemek için elinizden geleni yapın fakat kimsenin çocuğunu da ayıplamayın başınıza ne geleceği belli olmaz :)))

Çocuğunuzun Şımarık Olmasını İstemiyorsanız: 

*Yaşına uygun sınır ve kurallar koyun 
*Önemli kurallar konusunda işbirliği etmesini isteyin 
*Çocuğunuz ağlayabilir 
*Öfke nöbetlerinin işe yaramasına izin vermeyin 
*Kaliteli zaman geçirirken disiplini göz ardı etmeyin 
*4-5 yaşından önce demokratik olmaya çalışmayın 
*Can sıkıntısı ile baş etmeyi öğretin 
*Beklemeyi öğretin 
*Yaşamın normal zorluklarından korumayın 
*Takdirin dozunu kaçırmayın 
*Yetişkinlerin haklarına saygı göstermeyi öğretin. 

 Ne zaman uzman yardımı almak gerekir?

Disiplin ve terbiye konusunda eşler arasında sık sık çatışma yaşanıyorsa Kuralları kararlı bir şekilde uygulamaya çalıştığınız halde 2 ay sonunda herhangi bir gelişme sağlayamadıysanız 
Çocuğunuzla ilgili çeşitli kaygı ve endişeleriniz varsa zaman kaybetmeden bir uzmandan yardım almalısınız.
kaynak

Sevgiler,



devamı »

20 Tem 2017

İki Çocukla TATİL



12 ay boyunca yazın geçireceğin bir haftalık tatilin hayalini kuruyorsun. Aylar öncesinden tatil haftasının hava durumunu takip ediyor, heyecanla eksiklerin için alış-veriş yapıyorsun. Bavuluna her akşam için şık kombinler koyuyorsun. Bin bir hevesle yollara düşüyorsun ve bingooo daha yola çıktığının ilk dakikaların da çocuklar huysuzluk yapmaya başlıyor. Hele ki Ela gibi uyku sevmeyen çocuğunuz varsa yandınız:) Diğer çocuk uykuyu sevse de ne fayda uyuyamacak ve gerginlik başlayacaktır.

Kavga gürültü stresli bir şekilde saatler süren yolculuktan sonra kalacağınız otele vardınız yine de umutlusunuz tatil yapacak tüm stresinizi ve yorgunluğunuzu atacaksınız. Oda ne odada çocuklar arasında yatak kavgası, dolaba sığamama kavgası gibi saçma bir bağrışın ortasındasınız yine de sakinliğinizi koruyup ortamı yumuşatabiliyorsunuz. Apar topar havuza denize indiniz elinize kitap alıp şezlonga uzanma hayali yerine bana bulaşmasalar da kendi kendilerine oynasalar dualarıyla tatile start veriyorsunuz. Ama maalesef kumdan kaleye adam lazım siz koşacaksınız, denizden korkar ikna etmeye siz çabalayacaksınız, denize alışır bu sefer dışarı çıkmak istemez yine siz ikna edeceksiniz. Karınları açıcakacak sırayla eşiniz ve siz şezlong ve lokanta arasında mekik dokuyarak yiyecek/içecek taşıyacaksınız. Bu sırada eşinizle aranızda gerilim yaşanacağı kesin. Toparlanıp odaya çıktığınız da duş sırası size gelene kadar bekleyecek sonra herkes hazır olup size hadi açıktık diyecek. Koştur koştur lokantaya akşam yemeğine in önce çocuklar için tabak hazırla sonra kendin için kuyruğa gir derken zaten yemeden doymuş olacaksınız. Hopp oradan mini diskoya yetiş sonra ki gösterileri beğenmesinler sıkılsınlar kalkalım desinler derken kendini odada bul ve ne gündü diye bir düşün. Sözde tatildesin ve kıçın daha yeni yer görüyor.

HAYIR...

Tam olarak böyle olmamalı. Sadece bu açıdan bakınca rezalet bir tatil gibi görünebilir. Polyannacılık oynamayacağım ama biraz da güzel şeylere adapte olmakta fayda var. Atıyorum bir kaç sene sonra bu çocuklar bizimle tatil yapmak yerine arkadaşlarıyla tatil yapmak isteyecekler. Yalnız kaldığımızda emin olun bugünleri düşünüp keşke diyeceğimiz çok şey olacak. Keşke daha çok vakit geçirseydim, keşke defalarca bozduğu kumdan kaleyi yapmaya daha çok zaman ayırsaydım gibi...

Evet bizimde tatilde dinlenmek gibi bir hayalimiz var. Çocukları baba ile paslaşarak kendimize de bir kahve keyfi için vakitler ayırarak tüm stresimize rağmen sakince deniz kokusunu içine çektiğimiz anlara adapte olarak tatilin tadını çıkarabiliriz. Tabii ki tatiliniz yeni evli ya da çocuksuz çiftlerin ki gibi olmayacak hem zaten onların tatili çok sıkıcı öyle düşünün bence :)

Şaka bir yana bu tatil anladım ki artık büyük otellerde tatil yapmak bana iyi gelmiyor. Çocuklardan çok etrafımda ki insanların koşturması, yiyemeyeceği bir çok yemek için kuyruğa girmesi, masalarında ziyan edilmiş bir sürü yemek bırakması, itiş kakış masa kapma çabası beni fazlasıyla yoruyor. Birde bunun için bir dünya paralar ödeniyor.

Sakinlik arıyorum. Güzel bir koyda bir kaç gün kalmak, tekne ile sakin koylarda denize girmek ya da yemyeşil vadileri gezmek daha keyifli olabilir. Sanırım yaş geçtikçe bu duruma geliniyor :) ben kiii deniz kum güneş üçlüsünün olmadığı tatile asla tatil demeyen bir insandım geldiğim nokta bu :) Bronzlaşmak uğruna şezlongdan sadece tuvalet ihtiyacım için kalkardım :) Her şeyin bir yaşı ve bir dönemi var tıpkı çocukların ki gibi...

Son olarak bir hafta otelde kaldıktan sonra bu son izin haftamda evdeyim. Ne ben gerginim ne çocuklar. Evde koltuklar da yok (kaplamaya verdim) oyuncaklarını salona taşıdılar gönüllerince oynuyorlar :) Herkes kendi çapında özgürlüğünü yaşıyor.

NOT: Çocuklar babaları ile şuan sinemadalar ev sessiz balkonda sadece rüzgarın uğultusu var. Bu yüzden yazımı sakin ve huzurlu bir şekilde bitiriyorum :)))

NOT 2: Ya lütfen şu ufacık çocukları yüzme öğrensinler diye derin sulara atmayın yazık günahtır.

NOT 3: Unutmayın en pis deniz bile bütün havuzlardan daha temizdir. Öncelik deniz olsun ;)
Kuma basmayan çocuğunuz varsa Allah yardımcınız olsun.

Sevgiler,






devamı »

4 Tem 2017

Sünnet Cemiyetimiz


abiye elbise modeli
Elbisem Burak Kaynar Wedding House
Babamızın takımı KARACA 
Evet çok şükür kazasız belasız sünnet cemiyetimizi atlattık.

 Çalıştığım için bir çok şeyim son günlere kalmış olsa da eksiksiz, sorunsuz bitirdik. Sadece son gün kuaförün gazabına uğradık. Sağolsun aynı saate bende dahil 4 gelin saçı almış. Ve 2 de girdiğimiz kuaförden zorla 6 da çıkabildik. Herkese saat 4-5 gibi evin orda olun sünnet gezmesi yapacağız dedik. Herkes de geldi ama biz kuaförden çıkamadığımız için insanları bekletmek zorunda kaldık.

 Benimle birlikte orada bekleyen bir gelin fotoğraf çekimini iptal ettirdi bir tanesi de gelin almasına geç kaldı. Gerçekten rezil bir durumdu gelin olsaydım heralde daha büyük cıngar çıkartırdım. Kızların en güzel günlerini zehir ettiler. Neyse ki onun dışın da sorunumuz olmadı.

 Bu strestli, bu telaşlı günlerde kocayı da boşamadıysam bi daha boşamam :) sağolsun kendisi kuaförde bile ben cebelleşirken sanki benim suçummuş gibi bana kızıp duruyordu.

 Düğün mekanımız hotel gold majesty queen salondaydı. Mekandan, ilgiden ve yemeklerden memnun kaldık. Kuaför sıkıntımızı ayrıca belirttik.

 Takı töreni yapmayacağımdan bahsediyordum. Bu konuda çok tereddütlerimiz vardı ama onu da sorunsuz atlattık kilitli bir sandık koyduk. Yanında zarf ve kalem vardı. Herkes zarfa hediyesini koyup üzerine de isim yazarak sandığa attılar. Kimse de arıza çıkarmadı :) Umarım herkese ön ayak oluruz da bu gereksiz saatler süren takı merasiminden tüm gelin ve sünnet çocuklarını kurtarmış oluruz. Bizler fazlasıyla rahat ettik. Özellikle Yağız'ı herkesi öpmesi ve herkesle fotoğraf çekinmemesi konusunda zorlamamış olduk. Takı ile geçen vakitte bol bol bize kaldı ve oynadık.

takı sandığı


 Daha öncede yazmıştım bu konuda en büyük tavsiyem yine tekrarlıyorum 7 yaşını geçmeden düğün kısmını bile yapın bitirin. Çocuk 10 yaşında olunca karışmadığı konu kalmadı. Güneş gözlükleriyle sahneye çıktı diyeyim gerisini siz anlayın :)

 Bir de bir arkadaşınızdan özellikle rica edin sizin telefonunuzdan bol bol foto çeksin böyle benim gibi açıkta kalmayın :) sağ olsun çeken dostlarımız bir kaç foto ve video yolladı gerisi artık otel den gelecek.

 Hiç ummadığımız insanlar yanımız da oldu, olmasını beklediğimiz insanlar ise gelmedi. En çok sevdiğim amcam bile gelmedi neyse konuya girmeyeyim ama çok üzüldüm onu belirteyim. Böyle özel günler bazı değerlerin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Onu bir kere daha anlamış oldum. Ne diyelim hepsinin canı sağ olsun.

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim eğer düğünüzü otel değil salonda yapacaksanız profosyonel bir organizasyon şirketi arıyorsanız sunnetdugunleri sitesini mutlaka inceleyin. Ben maalesef düğünden sonra kendilerini keşfettim. Asır organizasyon bu konuda gerçekten çok başarılı. Sünnet cemiyetinizde Mehter takımından, sünnet çocuğu tahtına kadar ve daha bir çok seçenek ile sizlere yardımcı olacaklardır.

Ve son olarak o gece yanımız da olan herkese tek tek teşekkür ederim. Bizi inanılmaz mutlu ettiler. Böyle özel günler insanların sevdiklerinin yanında olmasıyla güzel geçiyor. Antalya dan gelen aile dostlarımız bile bize şahane moral oldular.

 Her ayrıntıyla bizzat kendimiz ilgilendiğimiz için kendi düğünümüzden daha özel bir geceydi. Oğlum her detaydan mutlu kaldı o bizim için en güzeliydi. Ve gecenin yıldızı biz değil Yağız ve Ela ydı. ( Ela nın düğünde bize yaptığı eziyetleri daha sonra yazacağım pek dertliyim o konuda :) )

gold hotel majesty
Yağız ın kıyafeti SARAR
Ela nın elbisesi @murdumkids
Ela nın tokaları PUİKO

 Sosyal ağlardan takip edip güzel dileklerini de ileten herkese teşekkür ederim. Allah hepimizin evlatlarına güzel bir gelecek nasip etsin.

 Bu vesile ile kurban bayramınızı da en içten dileklerimle kutlamak isterim.
 İnstagram takip için @gulsahonen

sünnet annesi abiye

 iyi bayramlar...
Not. Geçmiş tarihli yazı...

devamı »
Bumerang - Yazarkafe