28 Eyl 2015

2015 - 2016 Eğitim ve Öğretim Yılı

okula başlayan çocuklar


 Bugün itibariyle okul koşturmaları başlamış bulunuyor.

 Sünnette izinleri kullanınca bugüne iznim kalmadı. Oğlumun yanında değilim aklım onunla sabah çok heyecanlıydı. Babası ve kardeşiyle gittiler.

 Bu sene okullarda dönüşüm oldu. Yağız ın okuluda bundan nasibini aldı. 1 seneliğine başka okula geçtik. Seneye yine eski okuluna dönecek. Çocuk oyucağı gibi demekten ben yoruldum.

 Peki saatler ne oldu biliyor musunuz? Sabah 08:40 ders başlama saati 14:40 okul çıkış saati. Ben çalışıyorum kim karşılayacak çocuğu belli değil. Hadi etüd koymuşlar onun da çıkış saati 17:10. Ben işten 18:30 da çıkıyorum. 17:00 den sonra ben nasıl eve birini tutayım kim gelir 2 saatliğine?

 Milli eğitimin çalışma saatlerinden haberi yok sanırım. 08:30 da iş bası yapıyorum 18:30 da işten çıkıyorum. Tüm çalışan annelerin de çalışma saatleri ortalama böyledir.

 Bu uygulamaların amacı ne öğrenmeyi çok istiyorum. Bu ülkede artık çoğu anne çalışıyor. Amaç "her kadın evde otursunmu" biri bunu açıklasa iyi olur. O kadar zor durumdayım ki anlatamam ilk bir kaç gün oturmayacak düzen sonrasına bakacağız. Olan da Yağız a olacak ordan oraya sürüklenecek. 10 yaşında olduğu için evde yalnız kalabilirim diyor. Ama benim buna cesaretim yok. Ya peki bu eğitim saatlerinde ilkokul 1 e başlayan çalışan annelerin durumu ne olacak bilmiyorum. Tüm çalışan annelerin Allah yardımcısı olsun diyorum çünkü işimiz sadece dua ya kaldı. Elimizden maalesef bir şey gelmiyor.

 Yine de çok isyan etmek istemiyorum. Tüm olumsuzluklara rağmen 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı tüm çocuklarımıza başarı getirsin. Ödev yaptıracak anne babalara da sabırların en büyüğünü diliyorum :)

 Sevgiler,


devamı »

15 Eyl 2015

İnstagram Çekilişi


kız çocuk sandalet

 Yaz başında yurt dışından getirttiğim bu sandaletlerimiz numara uyuşmazlığı nedeniyle maalesef hiç giyilemedi. Dolap bekleyeceğine bayram üstü bir takipçimizi sevindireli dedik ve instagram çekilişi başlattık.

Sandalet kauçuk tabanlı ve dediğim gibi hiç kullanılmadı. Ayak numarası ise 23-24

Son Katılım Tarihi : 22 EYLUL SALI

Sizlerde katılmak isterseniz instagram hesabıma beklerim ;)


sevgiler,

devamı »

14 Eyl 2015

Sünnet Haftası


sünnet telaşı

 Geçtiğimiz hafta başında aldığımız şehit haberlerinden beri normal hayatıma dönmekte zorlanıyorum. Sürekli aklımdalar, sürekli anneleri gözümün önüne geliyor. Sürekli kendimi onların yerine koyarken buluyorum.

 Evet işe devam ediyorum, evet ülkemde milli yas ilan edilmedi ama ben kendi içimde resmen yas ilan ettim. Çocuklarıma baktıkça ağlayasım geliyor. Kayıtsız kalmak elimde değil.

 Bir taraftan da hayatın gerçekleri var. Bir kaç zaman sonra bende dahil herkes normal hayatına dönecek. Hoş hiç etkilenmeyenler de çok fazla. İnsanların rengini anlamak çok zor. Hele bu sıra etraf çok karışık. Sosyal ağlar kin, nefret, öfke kusanlarla dolu.

 Başından beri en büyük duam sebep olanlar Allah ından bulsun onların da canı yansın. Ama 1 Kasım da ki seçimler de de herkes üzerine düşeni yapsın.

 Tüm bunlar kafamda dolanırken diğer taraftan 6 gün sonra oğlumun sünneti var onun hazırlıklarını yapmak zorundayım. Yolun bu kadar sonuna yaklaşmış olmasaydık kesin iptal ederdim çünkü gerçekten içim rahat bir şekilde kutlayamayacağım oğlumun en özel gününü.

 Ama maalesef o gün için her şey hazır. Sadece davetiye dağıtma kısmıyla uğraşıyoruz. Alnımızın akıyla da altından kalkarız inşallah çünkü gerçekten çok zor işlermiş iyice anladım. 3 gün 3 gece düğün yapanlara da ayrıca imrendim. Ben sadece 1 gece için helak oldum. Çalışıyor olmamın ve vakit kısıtlılığının da payı çok fazla.

 Bu konu da en büyük tavsiyem bu cemiyet işini erkek çocuğu en geç 7 yaşında iken halledin. Yağız şuan 10 yaşın da ve her şeye karışıyor. Karar vermeden önce onun gönlünü almak zorunda olduğumuzu bize sürekli hissettiriyor. İstemediği şeyleri bu yaşta ona yaptırmam mümkün değil. Yüzünün düşmesini o geceyi mutsuz geçirmesini de asla istemem. Eee çocukların gönlünü yapmakta hiç kolay değil hepimiz biliyoruz.

 Velhasıl bir taraftan acılar yaşanırken diğer taraftan hayat devam ediyor. Koşturmaların en büyüğünü yaşadığım bu sünnet haftasında en büyük duam; Allah her anneye evlatlarının en güzel mürvetlerini görmeyi nasip etsin.

 Sevgiler,






devamı »

11 Eyl 2015

Koş, Yürü ya da Alkışla!


kanserli çocuklar KAÇUV


Koş, yürü ya da alkışla!
KAÇUV'la “Nehir’in Adımları” buluşmasına sen de katıl, sen de umuda destek ol
13 Eylül günü İstanbul'da düzenlenecek "4. Nehir'in Adımları" aile buluşmasının tüm geliri, Kanserli Çocuklara Umut Vakfı'na (KAÇUV) bağışlanacak. Tedavi gören çocukların çocukluklarını yaşamaları için projeler üreten, tedavilerin kalitesini arttırma hedefi doğrultusunda ilgili doktorları ve hemşireleri destekleyen “Nehir’in Çocukça Yaşam gönüllüleri” oluşumu ile KAÇUV’un birlikte düzenlediği koşunun geliriyle, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji servisinde bulunan oyun odasını tefriş edecek.
19 aylıkken yakalandığı kanserle mücadelesinde umuda tutunan Nehir'in ardından, ailesi tarafından kurulan "Nehir’in Çocukça Yaşam Gönüllüleri”nin (ÇOYAG)ve “Kanserli Çocuklara Umut Vakfı”’nın  (KAÇUV) işbirliğiyle düzenlenen "4. Nehir'in Adımları" aile koşusu,13 Eylül Pazar günü saat 10.00'da gerçekleştirilecek.
İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampüsü’nde yapılacak “Nehir’in Adımları” aile koşusu, çocukluk çağı kanserlerine dikkat çekmeyive KAÇUV'adestek sağlayarak, kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelerine "umut" aşılamayı hedefliyor.
Üniversite öğrencilerinin 10 TL, yetişkinlerin 50 TL,  çocukların 20 TL, ailelerin ise 85 TL ödeyerek katılabileceği organizasyonun geliri KAÇUV'a bağışlanacak.  KAÇUV bu gelirle,  Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji servisinde bulunan oyun odasını tefriş edecek.

İTÜ Ayazağa Kampüsü'ndeki 3,5 kilometrelik parkurda buluşan katılımcılar koşarak, yürüyerek ya da yalnızca alkışlayarak bir yandan umuda destek olurken, bir yandan da Nehir'in anısını selamlayacak."Umut"a destek vermek isteyenlerin http://www.coyag.org/form.html adresindeki kayıt formunu doldurması yeterli olacak.

Not: Katılmayı çok istediğim bir organizasyon ama maalesef orada olamayacağım. Gitmek isteyenlere duyurmak istedim.

Sevgiler,


devamı »

9 Eyl 2015

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE


Ülke olarak çok zor günler geçiriyoruz. Acıdan, üzüntüden herkes birbirine sarmaya başladı. Ama gün birbirine girme günü değil. Birlik olma günü.
Vatan sevgisi nasıl olurmuş o hainlere gösterme günü.
Suçlu aramayın boşuna bizi bugünlere getirenler, zamanında pkk pislikleri ile el ele pozlar verenler belli,
Bunlara gözü kara inananlar inşallah sandık başında gerekeni yapacaklar.
Artık sadece buna inanmak istiyorum.

Şehit annesi gibi olamaz acım ama aldığım her nefeste içim acıyor. 
Çocuklarıma her baktığımda şehit anaları geliyor aklıma,
Geceleri çok zor örtüyorum çocuklarımın üstünü,
Utanıyorum sonra,
Utanması gerekenlere cezalarını veremediğimiz için utanıyorum.
Bir şey olmamış gibi davrananların yakalarına yapışmak istiyorum.
Kimliğinde TC yazan pisliklerin sosyal ağlarda askerlere laf etmesine deliriyorum.
Ben hiç haberlere bakıp canımı sıkmıyorum diyenlere şaşırıyorum.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Rabbim kimseye bu acıyı yaşatmasın.
Yaşattıklarına da peygamber sabrı versin.
Sebep olan soysuzları da aynı acı ile sınasın.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE


Bu hitabe duvar süsü olmamalı gerçekten. Çocuklarımıza hikaye kitapları gibi gerekirse gece yatarken okumalı - okutmalı.









devamı »

7 Eyl 2015

Vatan Sağolmasın!

şehitler ölmez - hain saldırı

 Cumartesi günü oğluma sünneti için kına yaktım. Ne çabuk büyüdün sen acaba asker kınasını da görürmüyüm diye kendi kendime içimden geçirdim. Büyüsün istemiyorum çünkü ama zaman çok hızlı ellerimden kayıp gidiyor. Şimdi 10 yaşında 10 sene sonra yani bir bu kadar yıl sonra asker yaşına gelecek oğlum. Ama ben kim ne derse desin askere gitmemesi için elimden geleni yapacağım.

 Her annenin evladı kıymetlidir. Gecelerce başında nöbet tutuyoruz. O öksürüyor bizim içimiz acıyor. Yemeğini yemiyor aç kaldı diye üzülüyoruz. Geceleri bin kere kalkıp üstünü açtımı, üşüdümü diye kontrol ediyoruz. Yok sendromuydu, ergenliğiydi derken çarşaf çarşaf nasıl daha iyi bir anne olurum yazıları okuyor araştırıyoruz. Kalite zaman geçirelim, bol bol birbirimize doyalım, anne baba sevgisini eksiksiz alsın diye kendimizi paralıyoruz. Düşmesin canı acımasın diye kol kanat gererek büyütüyoruz. Okusun, başarılı olsun, iyi bir geleceği olsun diye her şeyimizden kısıyor ona yatırım yapıyoruz. Sadece onlar için yaşıyor, onlar için nefes alıyoruz.

 Sonuç???? Vatanı için değil siyasi rant sağlamak için canın, ciğerin feda ediliyor. Gözünün içine bakarak büyüttüğün evladını hain bir pusu da kurban veriyorsun. Sonra "vatan sağolsun"muş. Yok öyle bir şey vatan falan sağ olmasın gencecik evlatlar sağ olsun. Hiç bir anne bu acıyı hiç bir evlatta böyle ölmeyi hak etmiyor.

 Şehitler ölmez demeye bile dilim varmıyor artık hangi anneyi teselli eder ki bu sözcük? Geceleri odasına gidip kokusunu içine çekeceğin bir evladın yokken ölmedi o ölmez demek ne kadar acısını dindirir ki?

 Zırhlı araç daha içindekileri koruyamıyorken nasıl güvensiz bir şekilde onca asker dağlara çıkarılıyor? O patlayıcılar oraya döşenirken kimsemi görmedi? Bu kadar boşmu oralar en tehlikeli yer olmasına rağmen? Bakanların altına son model arabalar çekiliyorken dağları yerle bir edecek teknolojik imkanlarımız hiç mi yok?

 Artık YETER! Gerçekten buna sebep olanları lanetliyorum. Dilerim evlat acısını kendileri de yaşarlar.

 Ulu önder Atatürk bir dünya insanla baş edip bu toprakları kazandı. Bizler bugün bizim olan bu topraklarda ki bir kaç pisliği temizleyemiyoruz. O da yetmezmiş gibi onları içimize aldık besliyoruz.
Ağız dolusu küfür etmeden nokta koymak istiyorum.

 Şehitlerimize Allah tan rahmet ailelerine sabır diliyorum :(
 Ve dilerim artık hiç annenin canını söküp almazlar.






devamı »

4 Eyl 2015

Ne Bekler ki İnsan


huzur veren insanlar

Ne beklerim ben bu hayattan?

Huzur beklerim, huzur alırsam huzur veririm,

Sevgi beklerim, sevilirsem sonuna kadar kucak açarım,

Saygı beklerim, 

Değerli olduğumu hissetmek isterim,

Güler yüzlü evlatlar mutlu bir aile isterim,

Evlatlarımın merhametli olmasını beklerim,

Önce sağlık olsun der, sonra hayırlı bir gelecek beklerim, 

Her şeye doyarak yaşlanmayı beklerim,

Gönlümde bir şey kalmasın isterim,

Keşkesiz bir yaşam yerine "iyi ki"lerle dolu günler dilerim,

İyi gün dostları değil, kötü gün dostları beklerim,

Uçurumun kenarında elimi sağlam tutacak insanlar beklerim,

Kadın olduğumun bir an bile unutulmadığı bir hayat beklerim,

İnsanlığın ölmediği bir millet beklerim,

Sevdiklerimle sınanmamayı dilerim,

Evlat acısını hiç bir annenin tadmamasını dilerim,

Egosuz ve bencillikten uzak bir insanlar beklerim,

Önyargı dan önce empati beklerim,

Yapılan iyiliklerin yüze vurulmamasını beklerim,

Emeklerimin, çabalarımın karşılığını beklerim,

Unutulmamak arada hatırlanmak beklerim,

ve son olarak;

Çocukların ölmediği,

Kadınların bir hiç uğruna feda edilmediği,

Onca emek harcanarak büyütülen evlatların şehit edilmediği,

Bir dünya beklerim.

Ve asla;

Umudumu kaybetmek istemem.

sevgiler...



Hayırlı cumalar, gönlünüzden geçen her dua kabul olsun.


















devamı »

3 Eyl 2015

Çocuk Yetiştirme de Kullanım Kılavuzu


2 yaş sendromlari
Her yeni doğan bebeğin yanında doğduğu andan itibaren neler yapacağını, büyürken hangi sorunlarla karşılaşılacağını anlatan bir kılavuz olsa harika olurdu değilmi? :)

 Maalesef yok o zaman iş başa düşüyor. Çocuk büyütürken hatalar yapsakta resmen kitap yazacak kadar tecrübe sahibi oluyoruz. Hele şu 2 yaşlı sendromlar benim gibi her anne babaya kalın ciltli roman yazdırır diye düşünüyorum.

 Bu sıra bir sürü telaşım var. Ama Ela sağolsun 2,5 yaşına girmesiyle sendromun orta göbeğine bizi birden sürükledi. Evde sürekli herkes birbirine bağırıyor. Çünkü Ela herkese bağırarak her istediğini yaptırmaya çalışıyor. Diğeri 9 yaşında erken ergenlik denilen dönemde daha bir asabi. Her söylenilene kızıyor, her söylenilene itiraz ediyor.

 Sakin kalmak için elimden geleni yapıyorum. Güzelce açıklıyorum ama ikna olması çok zor olan bir evlat çığlıklarının sonu gelmiyor. Yine deee pes edip dediğini yapmıyorummmm. Valla yapmıyorum çünkü biliyorum ki sonra bunu huy haline getiriyor 2. çocukda daha bir tecrübe ediyorsun tabi başına gelecekleri :)

 Yağız'ı da kontrol etmek gerekiyor. Çünkü her fırsatta gidip Ela'yı ısrarla daha bir kızdırıyor. Sonra ne mi oluyor yapma etme demeye kalmıyor eli maşalı küçük hanım abisine saldırıyor. İkisine ayrı dert anlatıyorum.

 Bana göre anneliğin en zor yanı; "Çocuğunuza doğru davranışı öğretirken acaba ben ona doğru davranıyormuyum kaygısı yaşamak." Bu istem dışı olan bir şey tıpkı yetersizmi kalıyorum vicdanına benziyor ama daha derini, daha bir cevapsız olanı. "Eğitim aile de başlar" lafına sonuna kadar katıldığım için her anne gibi mükemmel olmasa da çocuklarım için en iyisini yapabilmek şu hayatta en büyük hedefim.

 Geçen gün bir şey oldu ve Ela ya kızdım "beni çok üzüyorsun" dedim oda bana döndü "sende beni üzüyorsun kızma bana" dedi. Birden olduğum yerde ufacık kaldığımı hissettim onların gözünden sürekli bakmaya çalışsam da bir yere kadar empati kurabiliyorum. Belki farkında olmadan sesimi kontrol ediyorum ama kızgınlığımı bastıramıyorum sanırım. Onlar etkilenmesin diye ağız tadıyla karı koca kavgası bile yapamıyoruz içimde kalıyor her şey :)

 Kısaca bu sendromlu günler beni emzik bırakma , biberon bırakma ve bez bırakma dönemlerinden çok daha fazla yordu. Şu dönemleri bir bitireyim çocuklar büyüsün evlenip barklansın emekliliğim de oturup çocuk yetiştirme de kullanım kılavuzu adlı kitap yazacağım :)

Sevgiler,






devamı »
Bumerang - Yazarkafe