27 Ara 2016

Kardeşler Arası Rekabet

kardeş kavgaları

Yağız ve Ela'nın arası 7 yaş. Resmen hesaplayarak kardeş yaptık. Sebebi ise kardeşler arası rekabet dönemini asla yaşamak istemiyor olmamdan kaynaklıydı.

Çünkü benim kardeşimle aram 2,5 yaş ve sürekli kavga ederek büyüdük. Evlenene kadar da kardeş kavgasını doyasıya yaşadık. Özellikle ergenlik dönemlerimde bana kaç kardeşsiniz diye soranlara "ben tek çocuğum" cevabını verdiğimi çok iyi hatırlıyorum. Yani uzunca bir süre resmen kardeşim yokmuş gibi yaşamaya çalıştım. Evlendim gelin almamda ve 1 ay sonra da kardeşimi askere uğurlarken yıllar sonra kardeşime kavuşmuş gibi ağladım o ayrı. O gün bugündür soranlara hatta sormayanlara benim birde erkek kardeşim var diyorum 😊

Sadece bende değil en yakınımda annem kız kardeşini, babam erkek kardeşini mal mülk davaları yüzünden kaybetti. Yıllarca onlar için üzüldük konu kardeş bağı olunca sağlık olsun bile denmiyor. Değmeyecek dünya malı için insan kanından, canından vazgeçebiliyor hep bunları yaşayarak öğrendik. Keşke dünyada ki en büyük mirasın kardeş sevgisi olduğunu öğrenmiş olsalardı.

Yaşadıklarımı ve gördüklerimi düşününce çocuklarımın arası 5 yaştan az olmamalı dedim. Biri ağabey diğeri kardeş olsun rakip olmasınlar diye düşündüm. Birlikte yardımlaşarak büyürler, birbirlerine düşman olmazlar bende rahat ederim dedim. Fakat ikinci çocuğun eli maşalı olacağını bir türlü hesaplayamadım. Tecrübe işte...

Yağız şuan gümbür gümbür ergenlik girişinde ( girsin çıksın artık bitsin bu eziyet) her zaman her yerde benim dediğim doğru moduna girdi ve çıkamıyor. Sürekli çatışmak için sebep arıyor. Ve sürekli mutsuz. Her an dünya başına yıkılacakmış havasında takılıyor. Sıkıyorsa evde olumsuz cümle kullan saatlerce bunalıma bürünebiliyor. Şu sıra en büyük hobisi sinsi bir şekilde Ela'yı (ağız hareketi bile olabilir) kızdırmak. Meydan boş ise Ela'nın odasında ki oyuncakların yerini değiştirme cesaretine girebiliyor. Ela kıyamet koparınca ben bir şey yapmadım diye kendini savunan ilk kişi olması onu ele veriyor. Evden kaçıp başka bir aile ile yaşamak gibi planları var.

Ela ise doğduğundan beri 1-2-3 yaş sendromunda (umutsuz vaka) bu sıra özellikle kural tanımama, arsızlık, tutturma, ona söylenenleri duymama modunda. Var olan inat seviyesi en tepelere çıktı ve bir kademe dahi düşmüyor. Şu sıra en büyük hobisi sürekli Yağız'ın odasına gidip onu kışkırtma, kızdırma gibi ne kadar gürültü çıkarak konu varsa olay yaratma derdinde. Asla inkar etmez ben yaptım ne olacak diye artistlik yapar. Oda başka bir anne baba bulma derdinde.

Ve son 2 aydır inanılmaz bir kavga, gürültü ve rekabet içindeler.
Şiddet yok ama sürekli birbirlerini tehdit ediyorlar. Yağız kendini Ela ile Ela ise kendini Yağız ile kıyaslıyor. Bu aşamaya gelince sen 3 yaşındasın sen 10 yaşındasın demek konuyu maalesef çözmüyor. Ela'nın tiz çığlıkları Yağız'ın isyanı eve bomba gibi düşüyor. Çoğu zaman kendi hallerine bırakmaya çalışsam da bizde insan evladıyız kafamız götürmüyor.
Krizleri geçince sarmaş dolaş, sevgi yumağı olmaları beni duygulandırmıyor düşündürüyor. Acaba ruhsal sorunlarımı var bu çocukların diye düşünsem de "sen kendini ve akıl sağlığını bu dönemde iyi koru" diye kendime tavsiyeler veriyorum. Yakında edindiğim tüm çocuk eğitimi ve gelişimi tecrübelerimi bir kenara bırakıp kızılcık sopası ile haneye dalacak kıvama gelmiş durumdayım kendimden korkuyorum😊

Şaka bir yana gerçekten bu duruma şaşırıyorum ve iki ayrı dönemde olan çocuğa nasıl davranmam gerektiği konusunda bocalıyorum. Ela'nın okulunda bulunan pedagog ile görüştüm. İki ayrı dönemi de iki ayrı birey olarak kabullenmemiz gerektiğini vurguladı. Ben Yağız'ı çok sahipleniyorum çünkü babasıyla çok kavga ediyor ve kendim kızsam da babası ile çatıştığında ona kıyamıyorum. Eşimde Ela'yı çok sahipleniyor çünkü Ela canımlı cicimli konuşmaları ile babasına tüm kuralları yıktırıyor. Tüm bunlara rağmen iki çocuk da ne olursa olsun ev içi kurallara uymak zorunda. Buna bende katılıyorum ama bazı kuralları uygulayabilmek için bile aşırı sabır ve yüksek tahammül seviyesi gerekli olabiliyor. İşte biz büyükler günün stresi altında bunu sağlamakta oldukça zorlanıyoruz.

Kardeş arası rekabet, kardeş kıskançlıkları, kardeş kavgaları kitaplara konu olacak kadar çok yaşanan bir durum. Onlara kardeş sevgisini ve kardeş bağını unutmamaları gerektiğini öğretmek bizlerin görevi. Bunu öğrenen kardeşlere başka hiç bir miras bırakmanıza gerek kalmayacaktır.

Sevgiler,



13 yorum:

  1. Aralarında kaç yaş olursa olsun kardeş kavgaları hep olur :)) Konuyla ilgili benim de blogda bir yazım olacaktı.Daha çok kıskançlığa değinmiştim ben.Kavgalar bazen de bağı güçlendirici etki yapıyor :))

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Benim torunların sıkıntıları da 'bir elden ayrı' bu yöremize has bir deyimdir. Çoğunluğun karşılaştığı sorunlardan çok farklı bir sorun olduğunu belirtmek için kullanılan bir deyimdir. Gerçekten böyle problem olan çocukları iyi ve güzel eğitebilmek için, uzmanlardan yardım almak gerekiyor. Tek başına annenin ve babanın yapabileceği bir şey değildir. Çocuklar farklı davranıldığını en iyi bilen ve gören varlıklardır.

    Cenab-ı Hakk, böyle küçük çocukları olan anne ve babalara sabr-ı cemil versin. Dayanma gücü versin. Tahammül gösterebilme güç ve kudreti versin. Çocuk eğitmek kadar zor bir şey yoktur. Dünyanın en zor mesleği anne ve baba olmaktır.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  3. Benimkilerin arası 1,5 yaş. Onlara hiç sen büyüksün sen küçüksün demedim. Aralarında sadece 1 sınıf var zaten. Kardeş kavgaları olmaması mümkün değil zaten ama ben de yaş arası daha çok olursa her şey daha sütliman olur diye düşünmüştüm iş öyle değil demekki. Benim ablamlar aram 7 yaş ve hep o kadar iyi anlaştık ki. 7 yaş ideal olur diye düşünmüştüm. Bence zamanla düzelecek :)

    YanıtlaSil
  4. Bizim evde de var, o rekabet hiç bitmez, kızlar galip gelir sonunda söylemedi demeyin :))

    YanıtlaSil
  5. Sanırım 10 yaş gerçek bir kriz dönemi:) Bizim evde 4 oğlan çocuğu var.Hepsi gayet ılımlı çocuklar. Bir tek ikinci, 10 yaşında olan diğer üç kardeşinin nerdeyse hepsiyle her gün kavga edecek bir behane buluyor. Hatta 1,5 yaşındakı en küçüğü ile bile. Hatırlıyorum o yaşlarda büyük oğlum da öyleydi. Zamanla düzelecek inşallah. Sabırlı olun.

    YanıtlaSil
  6. Galiba en iyisi tek çocuk olmak:)))))bu arada mal, mülk için hakikaten değer mi yaaa:((??? Yazık olmuş:(((
    Kolay gelsin canım, annelik zor sanat:)

    YanıtlaSil
  7. İkisini de instagramda çok severek takip ediyorum. Büyüdükleri zaman kardeşten öte çok iyi sırdaş ve arkadaş olacaklarını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  8. Bizimkilerin hepsinde 6 yas var yine de kardes rekabeti oluyor.

    YanıtlaSil
  9. Yaa ozledim bu kuzulari😄
    Canimm 1 ya da 10 hic fark etmez illaki olur bunlar ilerde can ciger kuzu sarmasi olup seni duugulandiracaklar eminim opuyorum sizleri

    YanıtlaSil
  10. Ben de küçükken kardeşimle kavga ederdim sürekli. Aramızda 8 yaş var kardeşimle. Aşırı kıskançtım ve ona her yaptığımı en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum diyebilirim. Ama inanın geçiyor. Çok zor bir dönem aileler için. Size çok büyük bir rol düşüyor bu konuda ama sabırlı olun lütfen. Siz vazgeçerseniz her şey daha da karmaşık bir hal alır çünkü. En kısa zamanda aralarındaki anlaşmazlık yerini vazgeçilmez bir sevgiye bırakır umarım 🙏🏻 Sevgiler..

    YanıtlaSil
  11. Güzel yazı olmuş :) Bloğunuzu takipe aldım bende beklerim ❤❤

    YanıtlaSil
  12. Kardeş arasındaki fark ne olursa olsun demek ki aralarında rekabet ve kıskançlık maalesef oluyor :( En iyisi ikiz olmaları :) Allah kolaylık versin. Gelecekte kardeşler arasındaki bağ umarım güçlü olur. Ama çok tatlı ikisi de. Maşallah kuzucuklara. Allah size bağışlasın. 2017 sevdiklerinizle geçireceğiniz harika bir yıl olsun. Sevgiler... neselisusevim.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  13. 1 yaş sendromu, 2 yaş sendromu, 3 yaş 5 yaş...Her seneye bir sendrom :) Kıskançlık ve rekabet sendromu :) :D Allah yardım etsin. Gözüm iyice korktu ikinciye karar veremiyorum. :)
    Blogunu yeni keşfettim. Takipteyim. Bana da beklerim

    berilcimcime.blogspot.com
    ve
    makyajbox.blogspot.com

    YanıtlaSil

Okuduysan ses ver ;)

Bumerang - Yazarkafe