12 Kas 2018

Kendi Kendine Yetebilen Çocuklar

Özgüvenli Çocuk Yetiştirmek

Uzmanlar 0-7 yaş döneminin önemini ısrarla belirtiyorlar. Biri 13 diğeri 6 yaşında iki çocuğum var. Ve evet bende ağaç yaş iken eğilir sözünün doğruluğunu bu dönemler de tecrübe etmiş bir anneyim.

Bu dönemde verdiğiniz eğitim çocuğunuzun bütün hayatını etkileyecektir. Şöyle ki; 7 yaşında kadar kendi kendine yetebilen bir çocuk yetiştirirsek yetişkin bir birey olduğunda her işini kendi gören kimseye muhtaç olmayan bir birey olacaktır.

Bebekler önce emekler sonra tutunarak düşe kalka tecrübe kazanarak yürümeyi öğrenirler. Bu onların doğuştan gelen refleksleridir. Size düşen en büyük görev sadece ve sadece yanında olmak ve her daim yanında olacağınızı hissettirmektir.

0-7 yaş arası düşmesine izin vermezseniz, zarar görecek diye deneyimleyerek öğrenmesi gereken her şeye müdahale ederseniz, sorunlarını yeter ki o üzülmesin diye siz çözerseniz mutsuz bir yetişkin olmasının ilk temelini bizzat siz kendi ellerinizle atmış olursunuz. Böyle yazınca sert geliyor ama sizden kopup yalnız kaldığında hiç kimse ona el bebek gül bebek davranmayacak ve duygularıyla baş etmeyi öğretmediğimiz için ve her daim onun yerine düşünüp karar aldığımız için kendi yolunu bulmakta zorlanan bir yetişkin olacak buda eşittir MUTSUZLUK demektir.

Çocuklarım için istediğim en büyük şey iyi bir eğitim almalarından ziyade en ufak bir enkazda yıkılmadan ayakta kalmayı ve en büyük başarılarda şımarıp kimseyi küçümsememeyi öğrenmeleri benim için oldukça önemlidir. Kişi ve olaylardan etkilenmeyen , zayıf yönlerini fark edebilen ve geliştirebilen, yaşadıkları süre boyunca eşyaya, insana ve paraya aşırı bağımlılık geliştirmemesi gerektiğini bilen yetişkinler olsun istiyorum. Bunun içinde temeller ancak ve ancak doğduğu andan itibaren ev ortamında atılması gerektiğini bizzat yaşayarak öğrendim diyebilirim.

Ben evde elimden geldiğince aşağıda ki kelimeleri kullanmamaya çalışıyorum;

* yapamazsın,
* düşersin, kırarsın, dökersin vb...
* bırak ben yaparım,
* ben hallederim,
* ben çözerim,
* ders çalış,
* ben odanı toplarım,
* bu kursa gideceksin - bunu yapacaksın - bunu giyeceksin vb emir kiplerinden uzak durmaya çalışıyorum.
* ben ödevini sorar öğrenirim. (hasta bile olsa kendi sorup öğrenebilir)

Buna benzer bir sürü örnek verebilirim. Olumsuz cümleleri hayatımdan çıkarmak için 1 yıldır oldukça çaba harcıyorum. Çünkü gördüm ki ben ne kadar çok olumsuz cümle kurarsam çocuklarda anında kapıyorlar. Hiç birimiz mükemmel değiliz olmak zorunda da değiliz. Mükemmel ebeveynlik diye bir şey yoktur. Kendine güvenen, düştüğünde yaralarını sarmasını bilen bir nesil yetiştirmek için bilinçli yol arkadaşı olsak yeter.

Kendine her zaman hatırlattığım bir hikaye var sizinle onu da paylaşmak isterim.

KOZADAKİ KELEBEK HİKAYESİ
Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçücük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Eline bir makas aldı ve kozayı keserek deliği büyüttü. Kelebek kolayca dışarı çıktı. Fakat bedeni kocaman, kanatları kuru ve buruşuktu. Adam, kelebeği izlemeye devam etti, gücünü toplayıp uçabileceğini düşünüyordu. Fakat bu olmadı! Kelebek kozasından zamanından önce çıkmıştı ve ne kadar çabalasa da uçamadı buruşmuş kanatları ile yerde sürünmeye devam etti.

Adam, iyi niyetle bir şekilde kelebeğe yardım etmek istemişti ama bilmediği nokta, kelebeğin kozadan çıkmak için çabalaması, bedeninde ki sıvının kanatlarına gitmesini ve bu sayede doğru zamanda kozasından çıktığında uçabilmesini sağlayacaktı. 

Bu hepimiz için geçerli diye düşünüyorum. Büyürken sarf edilen çabalar, bizi hayatımızda ki bir sonraki aşamaya hazırlar. Gerekli güce ancak böyle sahip oluruz. Kendi kanatlarımızla uçmayı öğrenmek için çabalamak, emek vermek ve zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmek zorundayız. Çocuklarımızın da her istediğini iyi niyetle yerine getirir, onlar zorlanmasın diye müdahale edersek zamanı geldiğinde kendi kanatları ile uçmayı öğrenmelerine engel olmuş oluruz.

Sevgiler,






6 yorum:

  1. Okudum ses veriyorum :D Çok güzel ve özel bilgiler iyi ki paylaştın, daha evlenmedim ama olsun işime yarayacağına eminim. Maşallah bebişlerinede çok güzeller <3

    YanıtlaSil
  2. Kozada ki kelebek hikayesini çok severim. Bende başlarının çaresine bakabilen çocuklar yetiştirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum ve öyle de yapmaya çalıştım. Biri 10 biri 15 yaşında iki çocuğum var ve yalnız kalsalar kendi kendine yetebilecek durumda olduklarını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Kesinlikle katılıyorum. Ben de velilerime böyle davranmalarını öneriyorum ama maalesef beni dinleyen kişi sayısı o kadar az ki. İleride kendi çocukları mutsuz olacak farkında değiller.

    YanıtlaSil
  4. Gülşahcığım, böyle kendine özgü içerikleri daha çok yaz lütfen. Özledik seni.
    Benim de bir önerim olacak, çocuğa çocukla değil yetişkinle konuşur gibi konuşmak. Mesela karşında bir yetişkin varken, emir kipi kullanmazsın, otur kalk düşersin demezsin, en fazla dikkat et biraz kaygan gibi uyarılarda bulunursun ama bunu bile tepeden bakarak değil, seviyesinde durarak verirsin. çocuğa neden böyle davranmıyoruz ki? Doğal olan bu ve onu geliştirecek olan, ihtiyacı olan da bu. "seni bir birey olarak eşit ve değerli buluyorum".. Bu benim çocuklarımı yetiştirirken çok dikkat ettiğim bir husus, paylaşmak istedim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Harika bir paylaşım olmuş. Bir ebeveyn olarak paylaştığın bilgilerin çok öenmli olduğunu düşünüyorum. Bu paylaşımları özellikle buna ulaşamayan insanlara anlatmalıyız her birimiz. Anlatmalıyız ki gelecek neslimiz bilinçli yetişsin. Çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar yeni keşif ettim.Blogunu çok sevdim.Takip ve izlemeye aldım.Bana da beklerim.(tariflimutfak-sibelinyemekleri).Mutlu yıllar dilerim.

    YanıtlaSil

Okuduysan ses ver ;)

Bumerang - Yazarkafe